BİSMİLLAH...
Başarmak, başarılı olmak zor iş. Farklı alanlarda farklı başarılar elde etmek daha zor iş...
Hele de karşısında başarılı insanları görünce hasetlenenlerin olduğu, çelme takmak için fırsat kollayanların çok olduğu bizim gibi toplumlarda farklı başarılar elde etmek çok çok daha zor iş...
Hedeflediği şeyleri başarmanın insana verdiği haz ise tarif edilemez...
Ben bir hekimim... Sıkı bir sporseverim...
Mümkün oldukça yeni yerler görmeye, gezmeye, okumaya, yazmaya çalışan bir bireyim...
Başardığımı düşündüğüm birçok şeyin yanında, köşe yazarlığını da başarmak hedefiyle, bundan sonra bu köşede sizlerle birlikte olacağım.
Sağlıktan spora, tarihten edebiyata, ekonomiden güncel konulara çeşitli konularda yazılarımı sizlerle paylaşacağım.
Bu vesileyle bana bu köşede yazma imkanını sağlayan herkese teşekür ediyorum ve BİSMİLLAH diyorum.
DİZ AĞRILARI...
İlk yazımda kendi alanımla ilgili bir konuyu seçerek özellikle ileri yaş kadınlarda sıklıkla gördüğümüz diz ağrılarından biraz bahsetmek istiyorum.
Çünkü ne yazık ki ülkemizde, özellikle de doğu ve güneydoğu anadolu bölgesinde, ileri yaş kadınların neredeyse hepsinde diz ağrılarıyla karşılaşıyoruz. Bunun da en önemli sebeplerinden birisi coğrafya... Ne alakası var dediğinizi duyar gibiyim..
Şöyle ki;
Coğrafyamız tarım ve hayvancılık için oldukça uygun bir bölge...
Elverişli topraklara sahip, tüm dünyanın gözünün üzerinde olduğu değerli bir ülkede yaşıyoruz...
Fakat malesef ülkemiz hem teknolojik, hem ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerin çok çok gerisinde...
Tarımla, hayvancılıkla, teknolojiyle, ekonomiyle diz ağrılarının alakasına gelince...
Çoğu tarımsal alanda yaşayan doğu ve güneydoğu bölgelerimizin kadınları, ekonomik olarak yeterli güce sahip olunamadığından, gelişmiş ülkelerin aksine, çoğunlukla teknolojik aletlerden faydalanamadan, insan gücü ile çalışmaktadır.
Şehir hayatı içerisinde yaşayan ve çalışmayan çoğu kadın ise, evlendiği andan itibaren ev işleri ve çocuk büyütmeyle zamanını harcayıp fiziksel olarak kendisini yıpratmaktadır.
Tüm bu süreçleri ergenlikten yaşlılığa kadar geçiren kadınlarımız süreç içerisinde vücuduna verdikleri zararı farkedememektedir.
Diz ağrılarının bir başka ana sebebi de kilo...
Zaten sağlıklı yaşam ve beslenme konusunda geri kalan ülkemizde, kadınlarımızın gündüz kuşağı televizyon programları izleyerek, spordan uzak, sedanter bir yaşamı benimsediği de göz önünde bulundurulursa, kilo ortalamasının neden bu kadar yüksek olduğu kolaylıkla anlaşılabilir.
Kilolu vücut ise dizlere yük bindirerek diz ağrılarına sebep olmaktadır. Ne kadar fazla kilo, o kadar fazla diz ağrısı...
İleri yaş kadınlarda diz ağrıları oluşturan bir diğer sebep de menapozla beraber vücuttaki östrojen miktarının azalması ve bununla birlikte dizde kireçlenme oluşumunun hızlanmasıdır.
Toparlayacak olursak...
- Menapozla birlikte östrojen hormonunun azalması ve kireçlenmeye yatkınlık
- Spordan uzak bir hayat, sedanter yaşam ve aşırı kilo alımı
- Ağır ev işleri, bağ, bahçe, tarla işleri gibi dizlere yük bindirecek zorlayıcı hareketler
Bunlardan birincisi genetik yapıyla alakalı olup, bizim değiştiremeyeceğimiz bir durumdur. Peki ya ikinci ve üçüncü madde?
Biraz daha özveri ve dikkatle, spor yaparak, beslenmemize dikkat ederek, ağır işlerden kaçınarak, daha düzgün ve diri bir fiziğe sahip olup, gelişmiş ülkelerdeki gibi, ileri yaşlardan sonra sırtımızda çantamızla dünyayı dolaşmamız, yeni yerler görmemiz mümkün değil midir?
Ne dersiniz? Başaramaz mıyız?
HABERYİRMİBİR ÖZEL HABERİDİR
Harika bir yazı, hocam bizim yaşlılarımız 50 sinden sonra ah dizim deyip çocuklarının onları taşımasını isterler