Buyur ettim, oturttum sandalyeye, başladı anlatmaya... Oldukça sinirli ve gergin... 
    Hocam dedi, sizden önce başka bir doktora gidip muayene oldum, beni çok kızdırdı, muayeneyi bitirmeden çıktım ve size geldim... 
    Nedir olay anlatın dedim, ne oldu?
    Hasta, düzenli olarak futbol oynayan, futbol sevgisi yüksek, aşkla, tutkuyla futbola bağlı biriymiş... 
   Benden önceki doktora sürekli futbol oynadığını, en son yaptığı maçta dizini incittiğini ve ağrılarının olduğunu söylemiş. Doktor da muayene ederken bu yaşında futbol oynarsan olacağı budur, ne işin var bu yaşta böyle şeylerle demiş... 
    Hasta buna sinirlenmiş, tartışmış çıkıp bana gelmiş... 
    Hocam dedi, ben futbola aşığım. Kime ne yaşımdan, yaptığımdan... 
    Ağrıyan dizine hafifçe vurarak, bu bacağı kesseler de ben futbol oynamaya devam edeceğim dedi... Gözleri doldu, ağladı ağlayacak... 
    Birkaç cümle ile sakinleştirdim, muayenemi yaptım, önerilerimi anlattım, tedavisini verip yolladım... 
    Bu hikayeyi anlatmaktaki amacım benden önceki doktoru yargılamak, söylediklerini irdelemek asla değil...    
   Kendince doğru olan şeyleri söylemiş. Bu yaşlarda futbol gerçekten de zarar verebilir... Ama hastanın bu konuda bu kadar hassas olabileceğini düşünememiş doğal olarak... 
   Hastanın ne olursa olsun bir hekimle tartışması da hoş değil tabi... 
   Olaylar belki de böyle gelişmemiştir bilemem... 
   Ama bildiğim birşey var... Hasta futbola ölesiye aşık biri... Futbol onun için vazgeçilmez, futbol bir tutku, bir yaşam biçimi... 
   Birçokları için futbol, yirmi iki kişinin bir topun peşinden anlamsızca koşuşturduğu gereksiz bir spor dalıdır... 
  Bazıları için ise futbol mutluluktur, aşktır,  nefes almaktır, hayatın anlamıdır... 
  Keşke herkesin hayatına anlam katan, yaşamını güzelleştiren, yüzünü güldüren böyle bir bağlılığı, bir aşkı olsa... 
  Bir spor dalı, bir sosyal aktivite, bir eğlence...
  Bizim aşkımız futbol... Sizinkisi ne???

HABERYİRMİBİR ÖZEL HABERİDİR