SELAHATTİN'İN DRAMI

HABER ÖZEL: AHMET BEŞENK Ulu cami önünde tespih satan bir esnaf, adı Selahattin Öksüz, yaşı 52, engelli ve yaşam savaşı veriyor aile fertlerinin nafakasını çıkartmak için. 3 ayda bir aldığı engelli maaşı yetmediği için günlerce soğukta ve sıcakta nasibini bekliyor. Arada bir Sur Sosyal Yardımlaşma Derneği yardım yapıyordu fakat bunu da kestiler. Selahattin Öksüz soruyor: “Bana yapılan yardımları neden kestiniz?” diye.

SELAHATTİN'İN DRAMI

 Ulu cami önünde pazara çıkmış yüzlerce dramdan bir yaşanmışlık öyküsü Selahattin Öksüz’ün dramı. Yaşadığı hastalıklar ve bu hastalıkların neticesinde engelli bireyler sınıfına katılan 52 yaşındaki Selahattin 3 ayda bir devletin kendisine bağladığı engelli maaşı ile yaşamını sürdüremeyince derme, çatma bir tezgah üzerinde tespih ve eski saat satarak nafakasını kazanmaya çalışıyor. Ortalama günde 20 TL kazandığını dile getiren Selahattin Öksüz, Sosyal Yardımlaşma Vakfının daha önce kendisine gönderdiği yardımlarla azda olsa rahatladığını, bir anda yardımların kesildiğine dikkat çekiyor.

 

Öksüz, yetkililerin de onu öksüz bırakmamasını dileyerek başlıyor derdini anlatmaya: “Evliyim, 5 çocuk babasıyım. Şehrin varoşları diye tabir edilen Sur içindeki Melikahmet Mahallesi, Azizoğlu sokakta oturuyoruz. Daha önce Sur ilçesinde bulunan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma vakfı aracılığı ile yardımlar yapılıyordu. Yapılan bu yardımlar en azından çoluk, çocuğumuzun gıdası, kömür ve benzer yardımlardı. Az da olsa soframızda yemek pişiyor, devletimiz bize sahip çıkıyordu. Sonra bir gün yardımlar kesildi. Ben 3 ayda bir aldığım engelli maaşı ile geçinemiyordum, en azından yardımlar derdimize derman oluyordu. Yardımlar kesilince Sosyal Yardımlaşmaya gittim, yardımların neden kesildiğini sordum, bana evden ayrılan ve başka bir ikametgâhta yaşamını sürdüren 25 yaşındaki oğlumun sigortalı olarak çalıştığını, bundan dolayı da yardımların kesildiği belirtildi. Benim çocuğum 15 yaşında değil ki, rüştünü ispatlamış ve başka yerde yaşayan biri. Çocuğumun benim sorumluğum altında olmadığını ve başka bir yerde kayıtlı olduğunu, orada yaşadığını, bizimle birlikte olmadığını beyan ettim yetkiliye. Kendileri beyanımı aldıktan sonra bir müddet sonra eve görevlileri gönderdiler, evimin halini gördüler, zaten içler acısı, çocuğumun bizimle yaşamadığını da gördüler, incelemelerini bitirdikten sonra ilgili birimlere aktaracaklarını beyan ettiler. Aradan bir müddet geçtikten sonra tekrar gittim ve sonucu sordum, sonuç Ankara’dan olumsuz olarak dönmüş dediler. Tekrar itiraz ettim ve yine aynı cevap. Ciddi derecede rahatsızlığı olan engelli bir bireyim ve çocuklarım aç, Sosyal Yardımlaşma Vakfının cevabı, çocuğunuz sigortalı. Şimdi soruyorum, benimle yaşamayan ve kendi hayatını idame ettiren evladım benimle yokken bu noktadan yola çıkarak devletimin beni sahiplenmesini nasıl ve hangi hakla engellerler? Bu vicdana sığar mı?” diyerek dert yandı.

 

Eğilirken dahi zorluklar çeken 52 yaşındaki Selahattin Öksüz, çaresiz kalınca derme çatma bir tezgahı kahve kürsüsünün üzerine koyarak tespih satarak geçimini sağlamaya çalıştığını, ortalama günde 10 ile 20 TL arası para kazandığını dile getirdi.

 

İç organları ciddi hasar gören ve sırtında platin olan engelli Selahattin Öksüz, yetkililerin yasal hakkı olan yardımları tekrar bağlamalarını talep ederek yarım kalan işine devam etti. 

Güncelleme Tarihi: 26 Mart 2017, 18:38
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER