Bebeklerde yemek borusu tıkanıklıklarının, ortalama 2 bin 500 3 binde bir görülen doğumsal bir anomali olduğunu belirten Doç. Dr. Çiğdem, anneye gebelik döneminde yapılan ultrasonografide, bebeğin mide cebinin görülememesi ve amniyos sıvısının artması, bu hastalıktan şüphelenmek için yeterli bir neden olduğunu söyledi. Kesin tanının bebek doğduktan sonra yapılan incelemelerle ortaya çıkacağını kaydeden Doç. Dr. Çiğdem, “Bu bebekler tıkalı yemek boruları nedeniyle tükürüklerini yutamaz ve ağızlarından çıkarır. Beslenmeye başladıktan sonra kusma, morarma, öksürük ve solunum sıkıntısı başlar. Doğum sonrası bebekte yapılan incelemelerde, yalnızca yemek borusu tıkanıklığı sorunu varsa, gerekli ön tedavileri takiben yapılan ameliyatlar sonrası bu bebeklerin büyük çoğunluğu sağlığına kavuşup yaşamlarını sorunsuz bir şekilde sürdürebilir” dedi.
“ONİKİPARMAK BAĞIRSAĞI TIKANIKLIĞININ AMELİYATLA TEDAVİSİ MÜMKÜN”
Duodenal tıkanıklığın, mideden sonraki bölüm olan onikiparmak bağırsağının bir kısmının tıkanması olarak tanımlanabildiğini aktaran Doç. Dr. Murat Kemal Çiğdem, “Bu doğumsal kusur, ortalama 5000-10000’nde bir yani ender olarak görülmektedir. Başta down sendromu olmak üzere çeşitli kromozom kusurlarının oluşturduğu sendromların bir parçası olarak da ortaya çıkabilir. Kesin tanı bebek doğduktan sonra yapılan incelemeler sonucu belirlenir. Onikiparmak bağırsağının tıkalı olduğu bebekler, beslenmede sıkıntı yaşar ve genellikle doğduktan sonraki ilk 24 saat içerisinde kusmaya başlar. Zamanında doğan, kromozomları normal olan ve ek bir doğumsal kusuru olmayan bebeklerde gerekli ön hazırlıkları takiben yapılan sorunu giderici ameliyatlar çok başarılı sonuçlar vermektedir” diye konuştu. Onikiparmak bağırsağından sonraki kısımların, sırasıyla ince ve kalın bağırsak olarak devam edeceğini anlatan Doç. Dr. Çiğdem, “İnce bağırsağın herhangi bir yerinde doğuştan tıkanıklık olabilir. Bu hastalığın görülme ihtimali bin canlı doğumda 1’dir. Bebekler, doğumdan sonra tıpkı diğer sindirim sistemi tıkanıklıklarında olduğu gibi beslenmede sıkıntı yaşar ve bu durumlarda kusma en önemli belirtidir. Ek olarak ince bağırsağı tıkalı olan bebekler gaita da çıkaramayabilir. Gerekli ön hazırlık ve tedavilerin ardından yapılan ameliyatla bu bebeklerin büyük çoğunluğu yaşamlarını sorunsuz bir şekilde sürdürmektedir” şeklinde konuştu.
“ANÜSÜ KAPALI DOĞAN BEBEKLER AMELİYATLA İYİLEŞİYOR”
Tüm dünya genelinde yaklaşık 2 bin 500 bebekten birinin anüsünün kapalı olarak doğduğunu anımsatan Doç. Dr. Çiğdem, “Türkiye’de doğum hızına bağlı olarak her yıl tüm canlı doğan bebeklerin 200 ila 300’ü anüsü kapalı olarak dünyaya gelmektedir. Bu sorun geçmiş yıllarda bebekler için hayati risk taşırken, günümüzde tek ya da aşamalı olarak gerçekleştirilen ameliyatlarla bu bebeklerin yaşama şansı artmaktadır. Sindirim sisteminin doğuştan olan sorunlarında başarının önemli bir parçası erken tanı ve bebeğin uygun şartlarda ameliyat edilmesidir. Doğum öncesi, sindirim sistemi probleminden şüphelenilmesi halinde, doğumun mutlaka çocuk cerrahisi ve yenidoğan yoğun bakım ünitesinin olduğu bir merkezde yapılması sağlanmalıdır. Böylece bebeğin uygun bir merkezde doğumunun gerçekleşmesiyle, ortaya çıkabilecek sorunların da önüne geçilmiş olur” ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 30 Nisan 2013, 11:30
