OSGİAD tarafından Diyarbakır’da düzenlenen ‘Barış Sürecinin Bölge Ekonomisine ve Ortadoğu’ya Etkileri’ toplantısı yapıldı. Gazeteci yazar Mehmet Altan’ın konuşmacı olduğu toplantıda çözüm sürecinin ekonomi yönü ve Türkiye’nin yapısal sorunları konuşuldu. Türkiye’deki yapısal sorunları tartışma olanağının olması gerektiğini ifade eden Mehmet Altan, Türkiye'nin son 10 yıl içerisinde büyüdüğünü, geliştiğini ve yenileştiğini söyledi. Türkiye'nin yapısal dönüşümlerini sağlamadığını belirten Altan, "Yapısal reformların önünün açılması gerekiyor. Huzur, kalıcı bir barış, demokratikleşme gibi durumları siyasetin bize dayattığı gibi değil, bizim ihtiyacımız olan temel meseleleri konuşma olanağının daha fazla artırılması gerekiyor” diye konuştu.
"CARİ AÇIK SORUNUMUZ BİR ÇOK SORUNDAN DAHA ÖNEMLİ"
Altan, Türkiye’de cari açığın olduğunu anlatırken, bu sorunun ülkede yaşanan bir çok sorundan daha önemli olduğunu dile getirdi. Altan, "Türkiye’de bir cari açık sorunu var. Bir çok sorunun önünde gelen bir mesele. Nedeni ise, gelir ve giderimiz bizim aleyhimizedir. Türkiye evine para getiremeyen bir konumdadır. Zaten cari açık sorunun varsa, senin temel bir sorunu olduğu bilinir. Para kazanamıyorsun demektir. Parayı, daha nitelikli malları satarak. Bu nitelikli malları teknolojik üretimine, bilime önem vererek sağlanılabilinir” şeklinde konuştu. Türkiye’deki Kürtler sorunlarını devletleşmediğinden ötürü aşamadığını ifade eden Altan, Ortadoğu’daki oluşumların sorunu kısa zamanda çözülemeyeceğini düşündüğünü bildirdi. Altan, "Ortadoğu’da 35-40 milyon bir Kürt nüfusu vardır. Ve bu Kürt nüfusunun devleti yok. Türkiye’deki Kürt sorunun en temel nedenlerinden biri de Kürtlerin devleti olmayışıdır. Kürtlerin devleti olmadığından dolayı sorunlarını aşamadı. Türkiye’de Kürtlerinin de devleti olabilecek bir yapısal reformları yapabilseydi, bölgede sahipsiz Kürtlerin adresi olabilecekti. 1999-2004 yılları arasındaki yaşanan çok olumlu sürece rağmen bunu gerçekleştiremedik. Bugün de eğer devlet endeksli olarak yapılacak ama temelde Türkiye Kürtlerini devleti haline dönüşmesini sağlayacak reformların olmaması halinde bunun getireceklerinden endişe duymaktayım. Bu süreç aynı zamanda bölgedeki farklı devletlere ayrılmış olan ileriye yönelik kaderleriyle bağlantılıdır. Eğer devlet gerçekten Türkiye Kürtlerinin devletleşmesini sağlayacağı reform oluşturabilse bu uzun sürecek bölgedeki oluşumlarda da diğer Kürt nüfusunun daha yakın duracağı bir role bürünecek" ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 16 Mayıs 2013, 14:36
