Diyarbakırspor'u Vermediler, Yeni Diyarbakır'ı Çıkardı

2010 yılında Süper Lig’de Diyarbakırspor’a talip olan Feyzi İlhanlı, dönemin yönetiminin fazla borç çıkarması üzerine bu amacına ulaşamadı. 2012 yılında ortağı olduğu Yeni Diyarbakırspor’un tamamını bu sezonun başında devralan İlhanlı,3.Lig’e taşıdığı Yeşil-Kırmızılı takımı şimdi kısa sürede üst liglere taşımanın hesaplarını yapıyor.

Diyarbakırspor'u Vermediler, Yeni Diyarbakır'ı Çıkardı
2010 yılında Süper Lig’de Diyarbakırspor’a talip olan Feyzi İlhanlı, dönemin yönetiminin fazla borç çıkarması üzerine bu amacına ulaşamadı. 2012 yılında ortağı olduğu Yeni Diyarbakırspor’un tamamını bu sezonun başında devralan İlhanlı,3.Lig’e taşıdığı Yeşil-Kırmızılı takımı şimdi kısa sürede üst liglere taşımanın hesaplarını yapıyor.

‘DİYARBAKIRLI OLMANIN BEDELİNİ TİCARİ ZARARLA ÖDEDİM’

Diyarbakırspor’un Süper Lig’de maddi sıkıntılar çektiğini öğrendiğinde kulübe talip olarak dönemin yönetimi ile temasa geçtiğini belirten Feyzi İlhanlı, borçla ilgili rakamları öğrenince vazgeçmek zorunda kaldığını söyledi.

Uzun yıllar Diyarbakır dışında yaşadım. Kürt ve Diyarbakırlı olmanın bedelini çok ağır ödedim. İstanbul’daki ciddi gelirleri olan iş merkezimizi bir ulusal gazetede çıkan iftira dolu bir haber yüzünden büyük bir zararla satmak zorunda kaldım. Kürt ve Diyarbakırlı olduğum için rakip firma ve iş sektörünün karalamasına maruz kaldım. O haber biliyorsunuz, Leyla Zana ile ortak olduğum şeklindeydi. Evet, Leyla Hanım hemşerim, herkes gibi ben de tanırım ve severim ama öyle bir ortaklık yoktu. Zaten Leyla hanımın öyle bir serveti ve ticareti yok. Ama tamamen bizi ticari olarak zayıflatmayı düşünen bu yalana maruz kaldık.

‘DİYARBAKIRSPOR İÇİN BÜYÜK RAKAMLAR İSTEDİLER’

 İstanbul ve yurt dışında yatırımlarımız var. Diyarbakır organize sanayi bölgesinde de tekstil üzerine çalışan fabrikamız var ve iş yerlerimizde binlerce insan çalışıyor. Futbolu çok sevdiğim için biraz da bundan dolayı futbola girmek istedim. Diyarbakırspor’un Süper Lig’e çıkması her Diyarbakırlı gibi beni de heyecanlandırdı. Maddi olarak zorda olduğunu öğrenince de dayanamadım ve yönetime talip olduğumu açıkladım. O dönemdeki yönetimden mali tabloyu istedik. Aslında konuşulacak çok şey var, belki biz de acemisi olduğumuz için yanlışlar yaptık ama iyi niyetimizle kulübü alıp bir yerlere getirelim dedik. Maalesef hem mali tablo verilmek istenmedi, daha sonra da borçların ifade edildiği gibi olmadığını gördük. Bu rakamlarla almamız mümkün değildi.

‘DİYARBAKIRSPOR HARAÇ MEZAT GİBİ KULLANILDI’

Diyarbakırspor’la ilgili aslında konuşulması gereken çok şey var. En önemlisi yöneticilerin verdikleri parayı hibe etmemesi ve borç yazdırması. Daha da vahimi müfettiş raporlarında anlatıldığı üzere bu paraların da faizleriyle beraber istenmesi. Yöneticilik gönül işidir. Kimse seni silah zoruyla getirmemiş. O zaman verdiğin parayı borç değil hibe vereceksin. Sen bunların üzerine bir de faiz işletiyorsun. Bunun adı memleket sevgisi olmaz, memlekete ihanet olur. Bu tarzda yönetilen bir kulübün ayakta kalması mümkün değil. Yıllarca devletten ve başkalarından medet umulmuş. Tabi iyi niyetle para vermiş, emek vermiş, hizmet etmiş çok saygıdeğer başkanlar, yöneticiler var. Bunlar zaten kamuoyunda bilinen ve herkesin takdir ettiği insanlardır. Ama öbür türlü Diyarbakırspor haraç mezat gibi yönetilmiş.

‘GEBZE’DE ÇOK ŞEY KAYBETTİK’

Bugün bu noktaya gelineceği aslında önceden tahmin ediliyordu. Bu kadar ihanete uğrayan, rant kapısına döndürülen bir kulübün ayakta kalması mucize olurdu.

Diyarbakırspor işi olmayınca futbol sevgimizi Gebze’de tatmin edelim dedik. Fakat orada da mali olarak aldatıldık. Bize verilen borç rakamı ile yönetimi devraldıktan sonraki rakamlar çok farklıydı. Başka olaylar da vardı. Camiaya egemen olmuş bazı alışkanlıklar da vardı. Kulübün etrafını saran ve bu işi kendisine rant kapısı yapan anlayış vardı. Diyarbakırlı oluşumuz da ayrı bir dezavantajdı. Galip geldiğimiz maçlarda bile takıma zarar veren olaylar oldu. Gebzespor bizim için macera oldu. Hem paramız gitti, hem de karşılığında hayal kırıklığı yaşadık. Hayatımda ‘keşke olmasaydı’ diyebileceğim tek olay Gebze macerasıydı. Tabi Gebze halkına kırgın değilim. Onların suçu yok, olaylar onların dışında gelişti.

‘ETAR’I 2.LİG’DE ALDIK,1.LİG’E ÇIKARDIK’

Bulgaristan’da yatırımlarımız var. Bu bölgelerden biri de eski Osmanlı şehri olan ülkenin önemli kenti Veliko Tırnova. Bu kenti temsil eden FC Etar’ın zor durumda olduğunu söylediler. Bize de teklif ettiler. Avrupa’da biliyorsunuz, kulüpler şirket ve sahipleri oluyor. Biz de yüzde 65’ini satın aldık. 2.Lig’den 1.Lig’e çıkardık. 20 yıl sonra 1.Lig’e çıkması kentte heyecan yarattı. İşlerimden dolayı fazla ilgilenemiyorum. Orada bir ekibimiz var ve ilgileniyorlar. Hem sezon başında hem devre arasında ciddi transferler yapmamıza rağmen ligde iyi gitmiyoruz. Şartlara göre kulüpteki hisselerimi satıp işin içinden çıkabilirim. Avrupa’nın başka önemli ülkesinde bir kulüp alma olayımız da var. Bu konuda bir netlik yok.

‘YENİ DİYARBAKIRSPOR OLAYI ANLIK GELİŞTİ’

Yeni Diyarbakırspor olayı anlık gelişti. İçimde bir özlem ve hasret de vardı. Diyarbakırspor olayı olmayınca biraz da hırs yaptım. Geçen sezon kulübe ortaktım, buna rağmen ikinci yarıda yaklaşık 500 bin TL verdim. İkinci yarıda yaptığımız transferlerle olayı ciddi hale getirdik. Bölgesel Amatör’de grubumuzu şampiyon tamamladık ancak karşımıza final maçı engeli çıktı. Şanlıurfa’da Kahramanmaraş Belediyespor’a farklı yenildik. O gün çok üzüldüm. 3.Lig’e çıkmaya şartlanmışken farklı yenilmek derinden yaraladı. Daha sonra doğrusu ayrılmayı kafamda tasarladım. Bu kadar emek ver, sonra karşına adaletsiz bir sistem çıkarsınlar ve koca sezonun emeğini bir maçta bırak.  Bu sezonun başında tekrar devam kararı verdik. ‘Bir işi yarım bırakmak bize yakışmaz’ dedim. İşlerimin yoğunluğundan dolayı Diyarbakır’a gidip gelemiyorum. Bu yüzden her konuda tam güven duduğum ve 10 yıldır şirketlerimizde de tam yetki ile çalıştığımız Mehmethan Akan’dan rica ettim. O da görevi kabul etti. Mehmethan bey uzun yıllar İstanbul’da yaşamış biri. Kendisi Diyarbakırlı ama uzun yıllar sonra Diyarbakır’a alışmak, orada çevre oluşturmak ve ikili ilişkiler kurmak kolay değildi. Onun başkanlık yaptığı yönetimle bu işe sarıldık.

‘FARUK HOCA ETİK DAVRANDIĞI İÇİN TERCİH ETTİK’

 Kulübün tüm finansmanını ben karşılıyorum ama Mehmethan beyin ve diğer yöneticilerin büyük emeği var. Gece gündüz, severek ve isteyerek, zamanlarından, bilgi ve birikimlerinden feragat ederek çalıştılar. Ligin ilk yarısında dikiş tutturamadık. 2 hoca değiştirmek zorunda kaldık. Ligin en iyi kadrosuna sahip olmamıza rağmen uyum ve istikrarı yakalayamadık. Devreyi liderin 5 puan gerisinde tamamladık. Devre arasında takımı Antalya’ya kampa yolladık. Önemli transferler yaptık. Bölgesel Lig’de bonservis parası veren kaç kulüp var?. Âmâ biz takımın başarısı için bonservis parası vererek transfer yaptık. İkinci yarının ilk maçında Kayapınar Belediyespor’a yenilince işlerin yürümediğini gördük. Bu olayın tabi öncesi de var. Takımda sorunlar olduğu belliydi ve Kayapınar yenilgisi bardağı taşıran son damla oldu. İstemediğimiz halde 3.kez teknik heyet değişikliğine gittik. Daha önce de Faruk hoca ile temasımız olmuştu ama o zaman kendisi etik davranarak ‘Ben Sur Belediyespor’da çalışıyorum. Onlar bana güvenerek hedef koydular’ dedi ve teklifimizi kabul etmedi. Bu etik davranış çok hoşuma gitti. Süper Amatör’de olan bir takımın hocası Bölgesel Lig’de oynayan ve şampiyonluk için her türlü imkânı olan takımın teklifine ‘kendi kulübüne karşı etik dışı davranış olmasın’ diyerek karşı çıkıyor. Bundan dolayı tekrar teklif ettik. O zaman Sur Belediyespor’un iddiası kalmamıştı ve kabul etti. Faruk hoca ve ekibi takıma hava getirdi. 12 maçın 11’ini kazandılar,1’inde berabere kaldılar. Bu maçların içinde çok önemli ve kader anlamı taşıyanlar var. Birçok olay oldu, bazen ligden çekilme aşamasına bile geldik ama ben onları artık konuşmak istemiyorum.

‘BİZDE HERKES EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALIR’

3.Lig’e çıktık, bundan sonra tüm Diyarbakır’ı ve yarıştığımız o takımların kitlelerini de temsil etmek gibi misyonumuz oldu. Teknik heyet ve futbolcuları yürekten tebrik ediyorum. Biz maddi olarak fedakârlık yapsak da işin saha boyutu olmadan olmaz. Onların emeği ve başarısı asla unutulmaz. Verdiğimiz bir söz var; kimse bu kulüpten gönlü kırık ayrılmayacak. Herkese emeğinin karşılığı son kuruşuna kadar, hatta fazlasıyla verilecek. Bu bizim ilkemizdir. Bizim bizden ayrılanların bedduasına değil dualarına ve gönül birliklerinin devamına ihtiyacımız var. Teknik heyetle devam etmek istiyoruz. Futbolcular arasında da duygusallığa kaçmadan şartları 3.Lig’e tutanlarla devam etmek istiyoruz. Kulübün adını Diyarbakırspor FC yapmak istiyorduk ama yasalar ‘yabancı dilde kelime olduğu için FC’yi kabul etmiyor. Biz de Diyarbakırspor Futbol Kulübü yapmak istiyoruz. Bunun için yasal engel yok. Federasyon ve devletin ilgili kurumlarından görüş aldık, başvurumuzu yaptık. Büyük hedeflerimiz var. Her yıl lig çıkmak istiyoruz.

‘1.5 MİLYON TL VERDİK, BORÇ DEĞİL HİBEDİR’

Bu sezon kendi cebimden 1,5 milyon TL harcadım. Yasada amatöre verilen pay vergiden düşürülebiliyor ama ben öyle yapmadım, hepsini bağışladım. Amatör takımların federasyon ve başka gelirleri yok. Biz kurum ve belediye takımı da değiliz. Kimseden bir tek kuruş almış değiliz. Her şeyi kendi imkânlarımızla yaptık. Kiraladığımız tesisten deplasman giderlerine, futbolcu ve teknik heyet ücretlerinden transfer ve diğer giderlere kadar. ‘Bu takımın sahibi biziz’ iddiamız yok. Bu takımın sahibi halktır, biz ise bu halka vefa borcunu ödemeye çalışan insanlarız. Diyarbakır bize en önemlisi kimlik ve kişilik kazandırdı. Markamız Diyarbakır’dır. Diyarbakır adı olmayınca Feyzi İlhanlı’nın ne anlamı olur ki. Bu yüzden ne para verdiysek hibe saymışızdır. Bundan sonra da böyle olacak. Ama kulübü şirket yapacağız. Kurumsal kimlik kazandıracağız. Herkesin görevi ve sorumluluk alanı belli olacak. Halka hesap veren bir yapı kazandıracağız. Öyle bir sistem ki daha önceki kulüpler gibi borcu olmayacak. Devletten ve siyasilerden tek isteğimiz tesisleşme ve kalıcı gelirlerle alakalı hazırlayacağımız projelere destek olmalarıdır.

‘SPORU SİYASETE ALET ETMEYECEĞİZ’

Sporu siyasete alet etmeyeceğiz. Ama bize yardımcı olabilecek herkese de gideceğiz. AK Parti Milletvekili Cuma İçten geçen sezon Urfa’daki final maçımıza geldi. Bu sezon şampiyon olduktan sonra kendisini aradım. Kendisiyle beraber tesis işi için federasyona ve Spor Bakanlığı’na gideceğiz. Projelerimiz için gerekirse BDP ve AK Parti’li milletvekilleri ile belediye başkanlarının hepsine gideriz. Bu kulüp hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmayacak, kendisine gönül veren, Diyarbakır’ın başarısını isteyenlerin kendisini içinde hissedebileceği bir kulüp olacak. 

Hedefimiz yeni sezonda 2.Lig’e çıkmaktır. Yeşil-Kırmızılı renklerimiz, armamız ve hedeflerimizle Diyarbakırspor adını tekrar yüceltmek istiyoruz. Halkımızdan, spora gönül verenlerden, Diyarbakır’ın kalkınmasını isteyenlerden destek bekliyoruz. Çözüm sürecinin bölgenin sporda da kalkınmasına vesile olacağına inanıyorum. Bölgeye daha fazla yatırım olacak ve bunların spora geri dönüşümü de büyük olacak.

’33 BİN KİŞİLİK STADIN İÇİNİ DOLDURMAK LAZIM’

Diyarbakır’a 33 bin kişilik stat yapılacak. Bu çok önemli yatırımdır. Önemli olan bunun içini doldurmaktır. Koca Diyarbakır’da gelecek sezon 2.Lig’de Büyükşehir Belediyespor ve 3.Lig’de biz olacağız.2.Lig ve 3.Lig bu kent için başarı değil. En kısa zamanda Diyarbakır’ın Süper Lig’de temsil edilmesi lazım. Kentin ve spor dinamiklerinin iki kulübümüze de sahip çıkması lazım. Sporun kalkınması için her alanda işbirliği yapmalıyız. Kişisel çekişmeler, siyasi polemikler ve kısır tartışmalardan uzak durarak hep beraber omuz omuza vermeliyiz. Bu kente kim yatırım yapıyorsa, başarıyı hedefliyorsa kim olursa olsun destek verilmelidir. Bizim spora bakışımız budur. Başarılı olan, taş üstüne taş koyan kim olursa gönülden alkışlıyoruz ve destekliyoruz.

‘BENİ SEVMEYİN AMA BU KULÜBE SAHİP ÇIKIN’

Ben şahsen reklamı, kendimi övmeyi sevmiyorum. Kim yazmış çizmiş, ya da yazmamış işin orasında değilim. Beni yazmasınlar, ben zaten medyatik olmayı sevmiyorum. Bu yüzden kendi takımımın maçlarına bile gelmiyorum. Bu sene sadece 2 maça geldim, biri sezon başındaki Yeni Diyarbakırspor-Etar maçıydı. Herkes beni sevmek zorunda değil ama bu takımı, yapılan işi dikkate almak zorundadır. Bir şeyin altını çizmek istiyorum. Kiminle yola çıkmışsak, kim iyi niyetiyle yanımızda yer almışsa, emek vermişse bu ister çalışanımız, yöneticimiz olsun isterse internet sitesi, gazete, televizyon olsun bunları da süreçte karşımızda olan, başarımızı görmezden gelenlerle bir tutmayız. Bu gemiye sonradan herkes dâhil olabilir, kapı herkese açıktır ama dün karşımızda duran, bu kulübe karşı kin ve nefretlerini kusan, başarımızı bile görmezden gelen, objektif davranmayıp başarı geldikten sonra yapacağı bir şey kalmadığı için bu gemiye yanaşmak isteyenlere de yer yoktur.

NOT :BU RÖPORTAJ YAYIN KOORDİNATÖRÜMÜZ SAFFET AZBAY TARAFINDAN 3 HAFTA ÖNCE YAPILMIŞTIR

SAFFET AZBAY

Güncelleme Tarihi: 28 Nisan 2013, 18:27
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER