Böyle Bir Devlete Nasıl Güvenelim?

Milliyet Gazetesi'nden ayrılan Hasan Cemal, Murat Karayılan'dan sonra bu kez de PKK'nın yine üst düzey isimlerinden birisi olan Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin ile görüştü.

Böyle Bir Devlete Nasıl Güvenelim?
Milliyet Gazetesi'nden ayrılan Hasan Cemal, Murat Karayılan'dan sonra bu kez de PKK'nın yine üst düzey isimlerinden birisi olan Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin ile görüştü.

Çözüm süreci ve PKK'nın sınır dışına çekilmesi konusunda çarpıcı açıklamalarda bulunan Bahoz Erdal, silah bırakma konusunda ise çok konuşulacak ifadeler kullandı. 'Bugün silahı kenara koyuyoruz, ama bu silahı bırakma demek değildir' diyen Bahoz, Öcalan ile aralarındaki ilişkinin ise diyalog, tartışma ve eleştiri üzerinden yürüdüğünü belirtiyor.

İşte Bahoz'un Hasan Cemal'e yaptığı o açıklamaların ilgili bölümü:

"Bizim ilişkimiz, birbirimizi anlama ve ikna üzerine kurulu bir ilişki tarzıdır. Bu yılların içinden süzülerek gelen, yılların getirdiği bir tecrübedir. En zor koşullardaki yoldaşlıktan kaynaklanan bir durumdur. PKK'nin sırrı burada saklıdır. Biz birbirimizi çok iyi tanır ve biliriz."

ÇATIŞMA OLMASIN DİYE

Kendisiyle çekilme konusunu konuşuyoruz. PKK'nın silahlı unsurlarının Türkiye sınırlarının dışına çekilme sürecindeki sorumlusu olan Bahoz Erdal, bu süreci PKK olarak çok ciddiye aldıklarını söylemekle birlikte bazı kaygılarını belirtiyor:

"Devlet tarafından imzalanmış bir kâğıt yok, anlaşma yok, TBMM kararı yok. İki silahlı güç 29 yıl savaşmış. Şimdi çekilme süreci başlarken, bu iki silahlı gücün unsurları arasında çatışma riski büyüktür. Devlet ateşkes dememiş… Biz PKK olarak hem cihaz (telsiz) yoluyla, hem de yazılı olarak kendi kadrolarımıza söyledik, 'Geri çekilme sürecinde planlı, örgütlü, hedefli tek bir kurşun atılmayacak' dedik. Şimdilik çatışma yok. Ama gerilla çok özen gösteriyor. Çatışma olmasın diye dağda bir saatlik yolu 3-4 saate çıkarıyoruz."

Bahoz Erdal, Öcalan'a atıfla "Bu süreci Önderliğimiz başlattı. Biz de buna katılıyoruz. Devlete güvendiğimizden dolayı değil. Gece hareket ediyoruz. Çatışma riskini en aza indirmek istiyoruz çünkü."

BAHOZ'DAN SÜRECE İLİŞKİN 4 ELEŞTİRİ

Bahoz Erdal'ın bu konuda Türk tarafına yönelik bazı eleştirileri var. Bu eleştirilerini dört noktada topluyor:

1- Dağların tepelerinde keşif uçağı Heron'ların dolaşması…

2- Sayıları arttırılan korucular…

3- Hızlandırılan yeni karakol inşaatları…

4- Bölgede askeri sevkiyatın ve faaliyetin gözle görülür şekilde artmış olması…

Bahoz Erdal, çekilme sürecini konuşurken sözü 1999 örneğine getiriyor:

"Biz 1999 gibi bir şeye asla izin vermeyiz. Gerçek risk, çatışma riski taşıyan durumlara izin vermeyiz. Ama bakın, bir taraf savaş alanını terk ediyor, öbür taraf terk etmiyor. Silahlı bir güç, karşı tarafın silahlı denetiminde çekilmez. Bu keşif uçakları çok sinirlilik hali yaratıyor. Ve süreci aksatacak potansiyel taşıyor. Çünkü gerilla, kendi kuralı gereği Heron'lar uçarken, keşif yaparken durur, gitmez."

'Devlet fiili ateşkese uyarsa çekilme 2 ay içinde biter, yoksa sonbahara sarkar'

Kendisine çekilmenin ne kadar zamanda tamamlanacağını sorunca şu yanıtı veriyor:

"Eğer fiili ateşkese devlet de uyarsa, PKK'nin silahlı unsurlarının çekilmesi büyük oranda iki ay içinde biter. Ancak bu yukarıda sıraladığım dört unsur devam ederse, çekilmenin sona ermesi sonbahar aylarına sarkar."

'Asıl biz sormak zorundayız: Böyle bir devlete nasıl güvenelim?'

Bahoz Erdal, Türkiye'de Kürtlerin 90 yıldır kandırılmış olduğunu belirterek şunları da söylüyor:

"Kürt toplumu bu topraklarda devlete güvensizdir. 90 yıl boyunca kandırılmış, asimile edilmiş, yani Türkleştirilmek istenmiş, katliama uğramıştır. Şimdi bize soruyorlar, 'PKK'ye nasıl güvenelim' diyorlar. Oysa tam tersi geçerli. Bu ülkede Kürtlerin dili yasaklandı, kimliği inkâr edildi, Dersim'de, Zilan'da katliama Kürtler uğradı. Bütün bunlar yaşandıktan sonra kim, kime güvenecek bu memlekette? 4 bin köy yakıldı, yıkıldı. Binlerce faili meçhul yaşandı. Şimdi biz bütün bunlara maruz kaldık, asıl biz sormak zorundayız: Böyle bir devlete nasıl güvenelim?"

PKK İÇİN SİLAHLI MÜCADELE HALEN BİR SEÇENEK Mİ?


Ankara ipe un sererse, alternatif silahlı mücadele mi olacak?

"Eğer Ankara, AK Parti hükümeti, demokratikleşme konusunda barışın altını doldurma konusunda ipe un sererse, bunları yapmazsa o zaman silah, silahlı mücadele mi alternatif olacak?"

Bahoz Erdal bu soruma "1, 2, 3" diye tane tane cevap veriyor:

1- Önderlik, bu sürece stratejik yaklaşıyor ve çok ciddidir. Devlet de böyle ciddi yaklaşmak zorunda.

2- Bu sürece her iki taraf da ne yenilgi, ne de zafer diye bakmalı. Bundan kaçınmak lazım. Her iki taraf için de kazançlı olan bir durumdur söz konusu olan çözüm süreci.

3- Çok abartılı iyimserlik de, abartılı karamsarlık da yanlıştır. Hem Türk tarafında, hem Kürt tarafında bu var. Bundan kaçınmak lazım.

4- Bizim için, PKK için, "1999'daki gibi çekilip gittiler" denmesin bu sefer. O zaman dört yıl heba oldu. Hiçbir şey yapılmadı. Bu bir daha tekrarlanmamalı. Devlet, yine 1999'daki gibi "Ben PKK'yi bölerim, etkisizleştiririm" derse, o zaman bize, Kürtlere söylenecek bir şey kalmaz. Bu bir tehdit değildir, objektif bir tespittir.

5- Bu süreçte zorlanan taraf biziz. Kadrolarımızı ikna etmekte zorlandık, zorlanıyoruz biraz. Kuzey'deki (Türkiye'deki) güçlerimizi çekilmeye ikna etmek kolay olmadı. Keşke telsizin başında olsaydınız, dinleseydiniz. Arkadaşlar bize en çok şu soruyu sordular: "Önderliğin durumu ne olacak?" Gerillanın en hassas, en duyarlı olduğu konu budur. Yani Önderliğimizin hapishane koşullarından, ev hapsinden özgürlüğe açılan yolu…

Bahoz Erdal şöyle devam ediyor:

"Ateşkes ilan ettik. Dediler ki 'Yetmez çekilin.' Şimdi de çekiliyoruz. Yarın 'Bu da yetmez, silah bırakın' derler. Bu olursa, bu tam bir dayatma olur. Teslimiyet dayatmasıdır bu. En zor koşullarda bile teslimiyeti kabullenmek PKK için mümkün değildir. Bu konuda Murat Karayılan'ın 25 Nisan'daki basın açıklamasında söylediği altı nokta çok önemlidir. Bakın, Kürt sorunu çözülmezse, PKK bu davayı yarın bıraksa bile PKK'den 10 kat daha radikal, fanatik örgütler çıkar ortaya. En temel insan hakkı olan ana dilde eğitim tanınmadan Kürt sorunu nasıl çözülecek?.. Eğer yarın Kürtlerde derin bir hayal kırıklığı uyanırsa o zaman ne olacak?.. Mesele silahı bırakıp bırakmamak değildir. Kürt sorununu çözmektir. Dağa çıkmanın nedenlerini ortadan kaldırmaktır."

'Bugün silahı kenara koyuyoruz, ama bu silahı bırakma demek değildir'

Bahoz Erdal, Öcalan ile aralarındaki ilişkinin diyalog, tartışma ve eleştiri üzerinden yürüdüğünü ve bu ilişkinin bir müritlik, tapınma ilişkisi olmadığını belirtiyor. "Yani bir Atakürt söz konusu değil mi, diyorsunuz" sorusuna gülmekle yetiniyor. Ve şunları söylüyor:

"Bizim ilişkimiz, birbirimizi anlama ve ikna üzerine kurulu bir ilişki tarzıdır. Bu yılların içinden süzülerek gelen, yılların getirdiği bir tecrübedir. En zor koşullardaki yoldaşlıktan kaynaklanan bir durumdur. PKK'nin sırrı burada saklıdır. Biz birbirimizi çok iyi tanır ve biliriz."

"Yarın sıra silahların bırakılmasına mı geliyor" soruma cevabı şu oluyor:

"Biz şimdi bugün silahı bir kenara koyuyoruz. (Gülüyor) Bu silahı bırakma anlamında değildir."

Bahoz Erdal'a çekilme süreci kapsamında gelmekte olan ilk gerilla grubunu soruyorum. Şöyle yanıtlıyor:

"Habire uyarı geliyor. 'Aman PKK şovu olmasın, aman ikinci Habur olmasın.' İyi güzel de, kendileri her gün süreçle ilgili şov yapıyorlar. Bize gelince 'aman' diye uyarıyorlar. Ayrıca biz çekiliyoruz, ama şöyle soru soruluyor; 'Gerçekten çekildiler mi? Silahlı mı, silahsız mı çekildiler?' Doğrusu bu sizin devlete bir şey beğendiremiyoruz."(T24)

HABERLER

Güncelleme Tarihi: 16 Mayıs 2013, 14:52
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER