Kışanak: Eş Başkanlık Sistemi Türk ve Kürt Kadınının Ortak Başarısı

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak, eş başkanlık sistemi uygulanmasının Kürt ve Türk kadın hareketlerinin ortak bir başarısı olduğunu söyledi.

Kışanak: Eş Başkanlık Sistemi Türk ve Kürt Kadınının Ortak Başarısı

 

Her yıl 'nin farklı illerinde düzenlenen Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı'nın 17'incisi bu yıl 'da Büyükşehir Belediyesi Sümerpark Ortak Yaşam Alanı'ndaki Resepsiyon Salonu'nda gerçekleşti.

Kurultay, "Erkek Şiddetini Önlemek Kadın Cinayetlerini Önlemektir: Mevcut Durum, Devlet Mekanizmalarının Yetersizliği ve Taleplerimiz" başlığıyla yapılıyor. Ekin Ceren Kadın Merkezi ve  ve  Selis Kadın Dayanışma Merkezi'nin ev sahipliğinde gerçekleşen kurultaya, 'de faaliyet yürüten Mor Çatı, Uçan Süpürge, Gökkuşağı gibi 18 farklı sosyalist, feminist kadın aktivistlerinin yanı sıra Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı  katıldı.

Kurultayın yapıldığı salona "Kurultayın İlkeleri" başlığı ile yazılı "Şiddetsiz tartışma yöntemleri benimsenir, kadınlar kendilerini rahatlıkla ifade edebilir", "Milliyetçi, militarist söylem ve eylemlerden uzak durulur", "Ayrımcılığın doğrudan ve dolaylı biçimlerinden uzak durulur" yazılı dövizler asıldı. 17. Kadın Sığınakları Da(ya)nışma Kurultayının açılış konuşmasını yapan Ekin Ceren Kadın Derneği Aktivisti Laleş Ceylan, Kadın Sığınakları ve Dayanışma/Danışma Merkezleri Kurultayı'nın geçmiş deneyimleriyle birlikte, kadın mücadelesinde önemli bir misyon üstlendiğini ifade etti. 'deki kadın hareketinin her türlü şiddetle mücadelede güçlü bir örgütlenme süreci yaşarken, buna karşılık erkek egemen zihniyetin bu örgütlülüğü bozmaya ve kadın hareketinin kazanımlarını kendi tekeline almaya çalıştığını belirtti.

ŞÖNİM'ler Kadınları Şiddetle Yaşamaya Zorluyor

Kadın katliamları ve kadına yönelik her türlü şiddetin erkek devlet ortaklığıyla gerçekleştiğini sözlerine ekleyen Ceylan, "Gerek devlet politikaları, gerek toplumsal yapının erkek egemen mekanizmaları, kadına yönelik saldırgan tutum ve davranışları tetiklemektedir" dedi. Devletin kadına yönelik şiddetle mücadelede temel kurumu olan ŞÖNİM'lerin (Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi) kadınları güçlendirmek yerine şiddet gördükleri ailelerde yaşamaya devam etmeye zorladığını dile getiren Ceylan, "6284 sayılı yasanın göstermelik olduğunun en büyük kanıtı, yasada güvence altına alınmış, gizli kayıt, geçici maddi yardım, yakın koruma, kimlik değiştirme gibi haklarına erişemiyor olmalarıdır. Bu haklarına erişimlerini hayata geçirecek gerekli alt yapı ve mekanizmalarının oluşturulmadığını görüyoruz" dedi.

Dünyanın farklı coğrafyalarındaki kadınların, kadın mücadelesinin mirasıyla, erkek egemen sisteme direnmeye devam ettiğini vurgulayan Ceylan, "Ortadoğu coğrafyasında erkek egemen zihniyetin,  aracılığıyla, kadın yaşamına ve kazanımlarına dönük saldırı gerçekleştiriyor. , Ortadoğu'da kadınları köle pazarlarında satarak, tecavüz ederek, bütün dünyanın gözü önünde kadın katliamı yaparak ilerliyor. Kadınlar,'de, Şengal'de bu katliama karşı mücadele ediyor" şeklinde konuştu. Ceylan, Kurultay süresince, kadın cinayetlerini ve kadına yönelik şiddeti önleme mekanizmalarının yetersizliğini konuşacaklarını ifade etti. Ceylan,"Sisteme ve devlete alternatif bir yaşam inşa eden başta Rojavalı kadınlar olmak üzere bu mücadeleyi veren tüm dünya kadınlarına selamlıyoruz" dedi.

Kışanak: Eşbaşkanlık Kadın Hareketinin Başarısıdır

 Eşbaşkanı , tüm katılımcı kadınları selamlayarak, "Sizleri 'da bir arada görmek bizler için de moral ve motivasyon veriyor. Hem de ortaya çıkacak tartışmanın yaratığı sinerji ve öngörüler, planlamalar önümüzü açacaktır" dedi. "Bütün kadınlar adına başka bir mutluluğu yaşıyorum" diyen Kışanak, "Birlikte sokakta kadın mücadelesi veren, sığınak kurultaylarında çalışan, kadına yönelik şiddeti önleme çalışmalarının her aşamasında beraber mücadele eden ve sizlerin yarattığı deneyimleri biriktirerek bugün 'da Büyükşehir Belediyesi eş başkanlık görevini yapan bir kadın olarak, kadın hareketinin gücünü görmenin gururunu taşıyorum. Bu kadın hareketinin gücüdür. Bu kadın hareketinin sonucudur" dedi. Kışanak şöyle devam etti:

"Hep beraber 'da, 'de, 'de, 'ta, 'de, 'da 'nin dört bir yanında kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesini yükselttiniz. Hep beraber sokakta kadın yönelik şiddeti, ayrımcılığı önlemenin mücadelesini verdik. Bunun yankısını bugün 'da eşbaşkan olarak görüyor ve yaşıyoruz. İşte bu kadın hareketinin başarı öyküsüdür. İşte bu kadın dayanışmasının ortaya çıkardığı bir güçtür. Bugün eğer yerelde yaklaşık 100 belediyede kadınlar eşbaşkanlık sistemiyle çalışıyorsa ve kadınlar belediyede doğrudan yönetimde yer alıyorsa bu  ve Kürt kadın hareketinin başarısıdır ve kazanımıdır."

Kazanımlar Sıçrama Tahtası Olmalıdır

Her başarı öyküsünün beraberinde büyük sorumluluklar ve görevler de getirdiğine işaret eden Kışanak, "Bugün yerel yönetimlerde kadınlar artık doğrudan bütçeyi yönlendiren, kamu yerel personelini şekillendirilmesine etki yapan, kadına yönelik şiddetin ve ayrımcılığın önlenmesi konusunda kent genelinde toplumsal bir mücadelenin lokomotifi görevi üstlenen bir pozisyona geldi. O zaman hep beraber şunu da görüyoruz ki sorumluluklarımız ve yükümüz de arttı. Bu kazanımlar aynı zamanda önümüzdeki dönemin bir sıçrama tahtası olmalıdır. Biz böyle bakıyoruz. Tüm 'de kadın hareketinin, Kürt kadın hareketinin,  kadın hareketinin birlikte yarattığı değerlerle büyük bir sıçramanın olanaklarını yaratmıştır" diye konuştu.

Şikayet Değil Yapma Sorumluluğumuz Var

Ortaya çıkan imkanlarla, sığınaklar konusunda iyi bir planlamayla daha iyi işlere imza atılabileceğinin altını çizen Kışanak, kurultayda iyi bir planlama çıkarılmasının önemine işaret etti. Kışanak, "Biz artık şikayet eden, eleştiren değil, aynı zamanda yapma sorumluluğuyla karşı karşıya olan kadınlarız. Bu kurultaydan mevcut durumu, eksiklikleri konuşup  genelinde bunu aşabilmenin imkanlarını nasıl yaratabiliriz? Var olan imkanları, iyi örnekleri ve deneyimleri 'nin dört bir yanına nasıl taşıyabiliriz? Buradan güçlü bir sıçrama nasıl yapabiliriz? İnanıyorum ki sizler bunu yapacaksınız" şeklinde konuştu.

Bir kadın aktivist olarak konuşmayı tercih ettiğini belirten Kışanak, "Çünkü bu ruhu kaybedersem iktidarın bir parçası olurum. Kadının başına ne geliyorsa bu iktidarcı ve iktidar yaklaşımından geliyor. Egemenlik ilişkilerinden geliyor" dedi. İktidar, egemenlik, otorite ilişkisinin "kadına yönelik şiddet" olarak döndüğünü ifade eden Kışanak, Bunu bilen biri olarak bence kadın iktidara karşı mücadele etmelidir. Asıl sorun iktidarla başlıyor. Bizler bu yüzden sürekli paylaşım içinde ve dayanışma içinde olmalıyız. Bu yüzden yerel yönetimlerdeki pozisyonumuzu biz bir görev ve sorumluluk olarak görüyoruz. Bunu bir yetki, iktidar ve makam olarak görmüyoruz" şeklinde konuştu.

Anahtar Kelime 'Kadın Dayanışması'dır

Kışanak, "Sizlerle birlikte güçlendik bugünlere geldik. Hep beraberde geleceğe bu mücadeleyi taşıyacağımıza inanıyorum. Hepimiz biliyoruz ki aslında anahtar kelime kadın dayanışmasıdır. Yani bunu kurabilirsek altından kalkamayacağımız hiçbir sorun yoktur. Türk ve Kürt kadın hareketi bunu başardı" dedi. Yapılacak tek şeyin kadın dayanışmasını daha da güçlendirmek, birleştirmek ve kazanmak olduğunu ifade eden Kışanak konuşmasına  ve Şengal'deki duruma değinmeden bitirmesi halinde kadınlara haksızlık etmiş olacağını söyledi ve şöyle devam etti:

Kadınlar Savaşlarda Etkilenen Değil Doğrudan Hedefler

"Tabii ki bütün savaşların faturasını ve bedelini en ağır şekilde kadınlar ve çocuklar ödüyor. Fakat Şengal ve 'de yaşanan bize başka bir şeyi gösterdi. Aslında kadınlar savaşın dolaylı sonuçlarından etkilenenler değil, doğrudan hedefler. Çünkü kadınların artık ben de varım, ben de eşit ve özgür yaşamak istiyorum sesi çok yükseltmişti. Kürt kadın hareketinin ortaya çıkardığı başarı erkek egemen yaşamı ve hegemonik zihniyeti o kadar ürkütmüş olacak ki, kadınlar  tarafından doğrudan hedef alındı. Şengal'de bugün binlerce kadın kayıp olması ve köle pazarlarında satılması, cariyeliğin normal bir şeymiş gibi topluma sunulmasını dehşetle izliyoruz. Yaptıklarının ne kadar normal olduğunu Müslüman olmayan kadınların savaşlarda esir düştüğünde cariye olabileceklerini ve tabii ki doğal olarak da isterlerse yanında cariye olarak tutacaklarını, isterse de savaş ganimeti olarak köle pazarında satabileceğini söyleyen ve anlatan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bunu anlatmaya çalışan, bunu normalleştirmeye çalışan ve ne yazık ki 'de de böylesine dehşet verici, vahşi insanlık dışı, Ortaçağ karanlığında kalan bir terör örgütünü meşru ve haklı göstermeye çalışan gayretler, tüm kadınları ve hepimizin tüylerini diken diken eden bir duruştur. Ben buradan 'de, Şengal'de direnen, mücadele eden tüm kadınları selamlıyorum ve başaracağımıza inanıyorum."

Güncelleme Tarihi: 27 Ekim 2014, 20:05
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER