Meleler ve Stk Temsilcileri Camide 'Barış Çağrısı' Yaptı

Diyarbakır kent merkezindeki Nur Camii'nde bugün bazı sivil toplum kuruluşlarının temselcileri, bölgede gayrı resmi imamlık yapan din adamaları meleler ile bir araya gelerek, 6-7 Ekim tarihleri arasında çıkan ve can kayıpları ile sonuçlanan olaylardan sonra DBP ve Hüda-Par arasındaki gerginliğin bitirilmesi için 'barış çağrısı' yaptı.

Meleler ve Stk Temsilcileri Camide 'Barış Çağrısı' Yaptı
 

Diyarbakır kent merkezindeki Nur Camii'nde bugün bazı sivil toplum kuruluşlarının temselcileri, bölgede gayrı resmi imamlık yapan din adamaları meleler ile bir araya gelerek, 6-7 Ekim tarihleri arasında çıkan ve can kayıpları ile sonuçlanan olaylardan sonra DBP ve Hüda-Par arasındaki gerginliğin bitirilmesi için 'barış çağrısı' yaptı.

Barış girişimleriyle tanınan 'Sulh ve Adalet Hareketi' lideri Seyda Süleyman Kurşun öncülüğünde merkez Bağlar Nur Camii'n 6 ilden gelen meleler ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri 'barış çağrısı' yapmak üzere bir araya geldi. Meleler ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri barış çağrısı yapılması için görüş birliğine vardı.

Süleyman Kurşun, yaptığı açıklamada, Ortadoğu coğrafyasında düşmanlık ve savaşların tarih boyunca sürdüğünü, kan dökme kültürünün her türlü sorunun çözüm yöntemi olarak kabul gördüğünü söyledi. Bu topraklarda sükunet ve huzura talip olduklarını belirten Kurşun, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kürdistan toprakları, milletlerin, kavimlerin, dinlerin, dillerin ve mezheplerin yüzyıllar boyunca özgüre yaşadığı kadim bir mirasa sahiptir. Herkes kendi dini, dili ve rengiyle varlığını korumuş, özgün kimliğiyle diğer unsurlar tarafından kabul görmüştür. Kimse kimseyi dışlamamış ve diğerinin üzerinde hakimiyet kurarak köleleştirmeye çalışmamıştır. Bugün Kürdistan'da yaşayan kardeşler arasında vuku bulan hastalıklar, şiddet dili kullanılarak çözüm sağlayamadığı gibi bölge insanlarını daha tedirginleştirmektedir. Kürdistan'ın canlanıp tek vücut olabilmesi ancak ve ancak karşılıklı adil muamele ve barış dili geliştirerek sağlanabilir. Herkes doğuştan gelen hakları itibariyle hürdür ve bir diğerinin baskısı altına alınamaz. İnsanlara seçme ve düşünce özgürlüğü veren Allah, kulların haklarını teminat altına almış ve bunun sorumluluğunu da yine insanlara yüklemiştir. Bu sorumluluk gereği, akan kanı durdurmak, yaşanan savaşları önlemek, kardeş katlinin önüne geçmek için her birey yükümlü olduğu gibi alim ve kanaat önderleri de yükümlüdürler."

Süleyman Kurşun, Sulh ve Adalet Hareketi'nin öncülüğünde yapılan toplantıdan çıkan 'barış çağrısı' isteklerini de şöyle sıraladı:

Kürdistan'da yaşatılan kaosun biran önce sona erdirilmesi ve toplumdaki gergin havanın dağıtılması. * Yeni bir kardeş katliamına ve güven ortamının yok edilmesine yol açacak her türlü girişimden uzak durulması. * Bir süredir devam eden olumlu havanın korunması ve bunu fırsata dönüştürebilmek için taraflar arasında iyi niyet gösterilerini bir an önce somut adımlara dönüştürülmesi. * Eski yaraları deşmeden ve bunlardan ders alınarak Kürdistanın geleceği ve inşası için hep birlikte sulh ortamının sağlanmasına yönelik gayretlerinin artarak devam etmesi. * Dini Mübin İslam ve bir parçası olmaktan asla utanmadığımız Kürdistan davalarını, ayrı ayrı ve birbirine karşıt iki mücadele gibi gösterenlerin, toplumdan soyutlanarak etkisiz hale getirilmesi. * Yaşadığımız acı hadiseler bize öldürmeyle ve kardeş katliamlarıyla bir sonuç alınamayacağını göstermiştir. O nedenle ilim, irfan, bilim ve teknoloji gibi Allah'ın verdiği aklın ürünü olan imkanları kullanarak hakkımızı almak yerine, sisli havalar oluşturarak insanları şiddete sevmeden yöntemlere itibar edilmemesi. * Çatışma dönemlerinin ve savaş atmosferlerinin bir ürünü olan korku, bunalım, tedirginlik ve güvensizlik yerine; cesaret, ferahlık, sükünet ve güvenin devamlılığı için çabaların gösterilmesi. * İnsanların insanca yaşayabilecekleri ve insani ile ilahi haklarını hiçbir baskı ve zorlamayla karşılaşmadan kullanabilecekleri bir yönetim modeli ve sisteminin İslam aleminin bir ihtiyacı veKürdistan sorununun da ilacı olduğu kabulünden hareketle, Kürtlerin bu konuda her türlü teklif ve öneriye açık olması. - Diyarbakır

Güncelleme Tarihi: 02 Kasım 2014, 19:57
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER