Baydemir: Gelişmişlik farkını ortadan kaldıralım

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, ekonomi kurmayları, bölgenin 15 ilinin ticaret ve sanayi örgütlerinin temsilcileri ile yerel yöneticilerinin katıldığı Teşvik Yasası’nın 6. Bölge tanıtım toplantısı Diyarbakır Greenpark Otel’de yapıldı.

Baydemir: Gelişmişlik farkını ortadan kaldıralım
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, ekonomi kurmayları, bölgenin 15 ilinin ticaret ve sanayi örgütlerinin temsilcileri ile yerel yöneticilerinin katıldığı Teşvik Yasası’nın 6. Bölge tanıtım toplantısı Diyarbakır Greenpark Otel’de yapıldı.

Giden sermayeyi geri çağırdı

Toplantının ilk açış konuşmasını yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir 9 yıllık belediye başkanlığı dönemi içinde ilk defa bir bakanın kendisini telefonla arayarak toplantıya davet ederek konuşma yapmasını istediğini belirterek, Bakan Zafer Çağlayan’a teşekkür etti ve “Bir coğrafyada kalkınmanın gerçekleşebilmesi için merkez ile yerelin işbirliği şarttır” dedi. “En büyük yatırım barışa yapacağımız yatırımdır” diyen Baydemir, barışa yapılan yatırımın hem istihdama, hem de ekonomik ve sosyal kalkınmaya yansıyacağını söyledi.

30 yıllık badire ve sıkıntılara rağmen Diyarbakır’a yatırım yapan, Organize Sanayi Bölgesi’nde fabrika ve işletme açanlara teşekkür eden Baydemir, Diyarbakır’ın sermayesini alıp ülkenin batısına götüren ve büyüten girişimcileri de Diyarbakır’a ve bölgeye davet etti. Baydemir, “Artık yatırım koşulları dünden daha iyidir. Bugünkü birlikteliğimiz ve koşullar da yarının koşullarının bugünden daha iyi olması içindir. Bunun için çağrımı yinelemek istiyorum. Diyarbakır Ortadoğu’nun en güvenli coğrafyasıdır. Bugün Diyarbakır’a gelecek olan bir firma, 5 yıl sonra kendisi ile rekabet edilemeyecek noktada olacağı iddiasında bulunuyorum. Bunun için fırsatı kaçırmamak lazım” dedi.

‘Sadaka talebimiz yok, farkı ortadan kaldıralım’

Bir algı sorununa da dikkat çekmek istediğini belirten Baydemir konuşmasını şöyle sürdürdü:”Bölge dinamikleri kalkınma perspektifi içinde sadaka istemiyor. Sadakaya hiçbir şekilde talebimiz yok. Ama aynı zamanda bir geri kalmış bölgenin destek, dayanışma talebi de yok. Olan şudur. Bölgemiz ülkemizin en zengin coğrafyasıdır. Güneşiyle, toprağıyla, suyuyla, mermeriyle, madeniyle, petrolüyle Türkiye’nin en zengin coğrafyasının geri kalmışlığının veya bölgeler arası gelişmişlik farkının ortadan kaldırılması çabasını sarf ediyoruz. Türkiye’nin batı yakasında yaşayan kardeşlerimiz bir kez bunu görmesi ve bölgenin bir yük, bir kambur olmadığının idrakinde olması gerekiyor. Peki nedir esas sorun? Esas sorun 70 yıllık yanlış politikalar, hatta yoksullaştırma politikaları ve son 30 yıllık çatışma ortamının yaratmış olduğu reel durumla karşı karşıyayız. Eğer birlikte yaşayacaksak -ki birlikte yaşamak durumundayız ve birlikte yaşamak arzusundayız, bunu her fırsatta ifade ediyoruz- o halde birlikte kalkınmak durumundayız. O halde bölgeler arası gelişmişlik farkını ortadan kaldırmak durumundayız.”

İğneyi ve çuvaldızı batırdı

Bölgeler arası gelişmişlik farkının ortadan kaldırılması çabasında “ilgili bakanlıkların mutlaka bir eşgüdüme ihtiyacı” bulunduğunu ifade eden Baydemir, “Örneğin bir bakanlığımız teşvik yasasını çıkarıyor, ama diğer bir bakanlığımız bundan bihaber olabiliyor. Bu da yerelde eylem, işlem ve sürecin tıkanmasına neden olabiliyor” dedi. Konuşmasında “İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır” atasözüne atıf yapan Baydemir, Tarım ve Sanayi Organize Bölgesi’nin Türkiye’de bir ilk olduğunu anımsatarak, “Öyle bir tasnif yapıldı ki kimi sanayici kendisine tahsis edilen araziyi gazete ilanı ile satışa çıkarmıştır. Allah aşkına bu günahtır. Bunu kentimize yapmamamız gerekir” dedi. Eleştirilerini “Organize Sanayi Bölgesi’nde 4-5 yıldır arazi tahsisi olmasına rağmen çivi çakmayan girişimcilerimiz var. Bu günahtır, bu Diyarbakır’a büyük bir haksızlıktır” diyerek sürdüren Baydemir, bu ve benzeri durumlardan, perspektiflerden Diyarbakır dinamiklerinin uzak durması gerektiğini söyledi.

Yerel idareler de krediye ulaşamıyor

“Şimdi de çuvaldıza geçmek istiyorum” diyerek merkezi idare uygulamalarını eleştiren Baydemir, 500 bin liralık bir teşvik alan bölgedeki bir girişimcinin yatırımını gerçekleştirmek için bankadan kredi almak istediğinde ülkenin batı yakasındakilerden üç katı fazla teminat istendiğine dikkat çekti. Bursa’da, Kayseri’de ya teminat istenmediğini ya da bir istendiğini, Diyarbakır, Batman, Şırnak gibi illerde üç katı teminat istendiğini belirten Baydemir, “Dolayısıyla devlet bankaları da dahil olmak üzere bankacılık sektörünün de bu teşvik politikasının bir parçası haline dönüştürülmesi gerekiyor. Eğer bankacılık sektörü bu teşvik politikasının bir parçası olmazsa bu eksik kalacak ve amacına geç ulaşacaktır” dedi. Bu durumun sadece özel sektör için değil kamu sektörü için de geçerli olduğunu vurgulayan Baydemir, “Teferruatına girmiyorum; yerel idareler de krediye ulaşmada ciddi sıkıntılar yaşıyorlar” diye konuştu.

OSB’nin sanki 2. Dünya Savaşı’ndan çıkmışa benzediğini belirten Baydemir, OSB’nin çevre düzenlemesi, arıtma tesisi gibi çalışmaları için 20-30 milyon liralık bir kaynağı bir defada verilmesi gerektiğini ifade etti. Baydemir, “OSB, doğalgaz yatırımından tutun hafif raylı sisteme kadar bir dizi yatırımı hak ediyor” dedi.

Yerel kaynak merkeze akıyor

Tekel Tütün İşleme Fabrikası kentin tam merkezinde ve oldukça geniş bir alanda olduğunu hatırlatan Baydemir, “Tam da tekstil sektörü için biçilmiş kaftandır. Maalesef kentin tüm dinamiklerinin taleplerine rağmen Tekel İşleme Fabrikası Özelleştirme İdaresi’ne devredildi” dedi. Özelleştirme İdaresi’nin satışı için çalışma yürüttüğünü ifade eden Baydemir, “Yani kentin bu manadaki kaynağı kente bırakılması gerekirken Özelleştirme İdaresi’nin satmasıyla merkezi bütçeye gitmiş oluyor. Dolayısıyla bu da teşvik politikası ve kalkınma perspektifi ile çelişen başka bir durum haline dönüşüyor” şeklinde konuştu.

TOKİ 200 milyon liralık arazi sattı

Benzer bir durumun Toplu Konut İdaresi’nin uygulamalarında da mevcut olduğunu vurgulayan Baydemir, Toplu Konut İdaresi 2003-2013 yılları arasında Diyarbakır’da toplam 1 milyon 977 bin 411 metrekare arazi sattığına dikkat çekti. Bundan yaklaşık 200 milyon lira gelir elde ettiğini kaydeden Baydemir, şöyle devam etti:

Milli Emlak’tan Toplu Konut İdaresi’ne geçirilen 1 milyon 977 bin 411 metrekarelik arazi Hazine tarafından yani Milli Emlak tarafından satılsaydı onun 100 milyon lirası belediyelerimizin kasasına girecekti. Belediyelerimiz de bununla kongre merkezi yapabilecekti. 100 trilyon lira kaynakla ben 10 yılda 13 kongre merkezi gerçekleştirebilecektim. Dolayısıyla yerelin kaynağı dahi yerelden esirgenirken yerel kendi kaynağına daha edinememişken, tek başına teşvik politikası ile büyük bir hamleyi gerçekleştirme şansımız olmayacaktır. Benim çağrım bütün dinamikleri kalkınma perspektifinin bir dinamiği haline dönüştürmek hakikaten yerel ile merkez ve özel sektörü aynı pota etrafında buluşturmak ve gerçek manada bir kalkınma hamlesini başlatmaktır. Ben bunun gerçekleşeceğine olan inancım tamdır. Öyle inanıyorum ki doğruyu, doğru yerde ve doğru zamanda, doğru bir dille ifade etmek gerekiyor.”

En büyük yatırım barışa yapılan yatırımdır

“En büyük yatırım barışa, kardeşliğe, huzura ve birlikte yaşamaya yapılan yatırımdır” diyen Baydemir, “Koşullar, sıkıntılar, hatta siyasi faturası ne olursa olsun barışa yatırım yapmaktan asla ve asla vazgeçmememiz gerekiyor. Merkezi ile yereli ile sıkıntılar ne olursa olsun kardeşlik hukukunun, eşitlik hukukunun demokrasinin tesisinden asla vazgeçmememiz gerekiyor” şeklinde konuştu. Baydemir, Türkün, Kürdün, Arabın, Lazın, Sünni’nin, Alevi’nin geleceğinin aydınlık olacağına inancının tam olduğunu belirterek konuşmasını tamamladı.
Güncelleme Tarihi: 20 Haziran 2013, 14:21
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER