BDP Lice İlçe Başkanı: Karakol komutanı eylem yapacağımızı biliyordu

BDP Lice İlçe Başkanı Harun Erkuş: Taş atan çocuklara karşı silah mı kullanılır? Çocuklar taşı karakola değil, inşaat alanına attı. Birkaç çocuk inşaat alanına taş atsa bile, bunun karşılığı silah mı, ölüm mü olmalıydı?

BDP Lice İlçe Başkanı: Karakol komutanı eylem yapacağımızı biliyordu
Hakkındaki Lice’de yapılan karakol eylemini organize ettiği ve 23 Mayıs'taki uyuşturucu operasyonunu engellemek istediği yönündeki iddiaların bazı basın kuruluşlarında yer aldığı BDP Lice İlçe Başkanı Harun Erkuş Lice’de yapılan eylemin demokratik bir eylem olduğunu belirterek, "Hemen aşağı tarafında askerler vardı. Asker kulübeleri bizden çok uzakta, aramızda 100- 200 metre fark vardı. Çocuklar tarafından inşaat alanına sadece taş atılmıştır. Taş atan çocuklara karşı silah mı kullanılır? Çocuklar taşı karakola değil, inşaat alanına attı. Birkaç çocuk inşaat alanına taş atsa bile, bunun karşılığı silah mı, ölüm mü olmalıydı?” dedi.

Taraf gazetesinden Bahar Kılıçgedik'in haberine göre, Harun Erkuş, karakol komutanlığının düzenlenen gösteriden haberdar olduğunu belirterek şunları söyledi: "Basın açıklamasından önce karakol komutanıyla bizzat görüştük. Bu görüşmede ben de yer aldım. Karakol komutanına kalabalık bir kitle olarak gittiğimizde elimizdeki pankartlarda ‘Barış istiyoruz’ yazılıydı. Anneannelerin dilinde ise özgürlük ve barış çağrıları vardı. Karakol komutanıyla konuştuk. Yaklaşımı iyiydi"

Erkuş uyuşturucu operasyonunu engellemeye çalıştığı iddialarını kesin bir dille yalanladı. Erkuş, karakol yapımına ilişkin protestoda bir katliam provası yapıldığını ve bunun uyuşturucu ile örtbas edilmeye çalışıldığını söyledi. Erkuş ilginç bir iddiada bulunarak, “Uyuşturucu maddeler karakol ve güvenliğin gösterdiği bölgelerde ekiliyor. Karakolun etrafı uyuşturucu tarlası. Uyuşturucu varsa, devletin bilgisi dahilindedir” dedi. Kendisinin uyuşturucu ile hiçbir ilgisi olmadığını belirten Erkuş, “Arşivlere baksınlar. Bizimle ilgili tek bir bilgi olamaz. Kesinlikle uyuşturucu ile ilgimiz yok” diye konuştu.

Resmî makamlar tarafından dile getirilen, protesto sırasında bir şahsın kalabalık grubun içinden karakola ateş açtığı ve işçilere ait çadırların göstericiler tarafından yakıldığı iddialarının tamamen asılsız olduğunu belirten Erkuş, olayların demokratik bir protesto eylemi ile başladığını ve daha sonra beklenmedik bir mecraya doğru yol aldığını söyledi.

Karakol yapımına karşıyız

Erkuş, şunları söyledi: “23 marttan itibaren bölgemizde hissedilen bir barış ortamı var. Bu tarihten beri ne bir gerilla ne de bir asker yaşamını yitirdi. Bu olumlu hava halkımızın üzerinde önemli bir etki oluşturmuştur. Gerçekten barışa, kardeşliğe, özgürlüğe olan düşünceleri geliştirmiştir. Kürt halkı buna çok değer veriyor, demokratik sürece sahip çıkıyor. Bu sürecin barışla taçlandırılması için tüm özveriyi ortaya koyuyorlar. Bu zaman diliminde halkta ortaya çıkan bu duygu gelişirken, AKP hükümeti ise tam tersi bir durumla bölgemizde 200’e yakın yeni modern karakol yapmaya başladı. Bu karakolların yapılması halkta haklı bir endişeye yol açıyor. Bundan kaynaklı yapılan karakollara karşı demokratik tepkilerini ortaya koyuyorlar.”

Parke taşları olmasaydı çok kişi ölürdü

Kitlenin kadın, erkek, çocuk ve gençlerden oluştuğunu belirten Erkuş, dışarıda basın açıklaması yaparken üzerlerine silahla ateş açılmaya başlandığını söyledi. Erkuş, ateş açılma olayından sonra yaşananları şu şekilde anlattı: “Orada gerçek mermiler ve yüzlerce gaz bombası atıldı. Her alana isabet etti. Orada yol yapımı için parke taşları vardı. Hemen yanı başımızdaki bu parke taşları olmasaydı silahlar direkt üzerimize hedef alınmıştı ve parke taşlarının arkasında olmasaydık yüzden fazla insan ölürdü. Toplu katliam gerçekleştirme eylemiydi.”

İkinci Roboski yaşanacaktı

Lice’de karakol komutanı ve askerler tarafından o kitle üzerinde bir katliam provası yapıldığını ifade eden Erkuş, “Otomatik silahlarla halkın üzerine ateş açıldı. İkinci bir Roboski (Uludere) olayı çıkabilirdi. Bizden 18 yaşında genç arkadaş yaşamını yitirdi. 10 kişi yaralandı. Bunun dışında çocuklarıyla diğer köylerden katılan yüzlerce insan vardı büyük bir katliam yaşanabilirdi” dedi.

Taşa karşı silah mı kullanılır?

Gösterilerde silah kullanıldığı iddialarının asılsız olduğuna temas eden ve “Grup içerisinden kesinlikle silah sıkılma olayı olmadı. Eğer silah sıkıldı diyorlarsa, o provokatörü ortaya çıkarsınlar” diyen Erkuş, devamında şu ifadeleri kullandı: “Basın açıklamasını yeni yapılan kalekolun önünde yaptık. İnşaat halindedir. Hemen aşağı tarafında askerler vardı. Asker kulübeleri bizden çok uzakta, aramızda 100- 200 metre fark vardı. Çocuklar tarafından inşaat alanına sadece taş atılmıştır. Taş atan çocuklara karşı silah mı kullanılır? Çocuklar taşı karakola değil, inşaat alanına attı. Birkaç çocuk inşaat alanına taş atsa bile, bunun karşılığı silah mı, ölüm mü olmalıydı?”

Çadırlar yakılmadı, gaz bombasından yandı

Çadırların göstericilerin attığı molotofla yakıldığı iddialarına ilişkin Erkuş, “Çocuklar taştan başka bir şey atmadı. Tarafımıza gerçek mermi sıkıldı, çok sayıda gaz bombası atıldı. Bu gaz bombalından bazıları çocuklar tarafından geri atıldı. Geri atılan gaz bombalarından dolayı çadır yanmaları olabilir” dedi. Gösterilerde örgüt elemanlarının da bulunduğu yönündeki iddialara cevap veren Erkuş, “Örgütten birilerinin bizim aramızda olması imkânsız. Biz siyasi bir partiyiz bunlar yersiz açıklamalardır.

Orda olanlar bizim ilçe teşkilatımızdan üyeler, sivil halk ve çevre köylerden gelenlerdi” diye konuştu.

Devlet açıkladığı provokasyoncuları ortaya çıkarsın

Lice olayının provokasyon olduğu yönündeki açıklamalara ilişkin Harun Erkuş, “Katliamı örtmeye, gündemi değiştirmeye yönelik girişimlerdir bunlar. Bu süreçte barışa özgürlüğe olan inancımız had safhaya gelmişken toplu katliamla karşı karşıya kalmamız bizde şok etkisi yarattı. Bu demokratik süreç boş bir süreç midir? Başbakan’ın bakanın hükümetin arkasında durduğunu söylediği ilgisini eksik etmediği bu süreç boş bir süreç midir? Devletin, valinin iddia ettiği Provokatör varsa eğer ortaya çıkartsınlar. Ölüm emrini veren bölük komutanı, tabur komutanı her kim ise onu da ortaya çıkartıp mahkeme önünde hesap sorsunlar. Ancak bu şekilde bizi ikna edebilir” dedi.

Tüm bu yaşananlara rağmen sürece olan inancını asla kaybetmediğini belirten Erkuş, “Sürece çok değer veriyoruz. Bedeli ne olursa olsun biz Kürt halkı olarak sürecin sabote edilmesini istemiyoruz” diye konuştu.

Karakol komutanı ile önceden konuştuk

Olay günü BDP ilçe teşkilatı olarak karakolların yapımını protesto etmek amacıyla inşaat alanına gittiklerini belirten Harun Erkuş, sözlerine şöyle devam etti: “Basın açıklamasından önce karakol komutanıyla bizzat görüştük. Bu görüşmede ben de yer aldım. Karakol komutanına kalabalık bir kitle olarak gittiğimizde elimizdeki pankartlarda ‘Barış istiyoruz’ yazılıydı. Anneannelerin dilinde ise özgürlük ve barış çağrıları vardı. Karakol komutanıyla konuştuk. Yaklaşımı iyiydi. Kendisine, ‘Burada demokratik bir tepki temelinde eylem gerçekleştireceğiz. Karakollar bizde süreci sabote etme kaygısı ve savaş korkusu yaratıyor. Kesinlikle karakolların yapımının durdurulmasını istiyoruz’ dedik. Karakol komutanı gayet iyi karşıladı. Basın açıklamasını karakolun dışında yapmak için toplandık.” 
Güncelleme Tarihi: 01 Temmuz 2013, 10:30
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER