Osmanlı Ocakları Güneydoğu Anadolu Bölge Başkanı Yasin Öztemel, altı yüz küsur yıllık Osmanlı yönetiminin, adalet temeli üzerine oturttuğu sistem ile asırlarca çok farklı ulusları yönettiğini belirterek, Osmanlı yönetiminin her daim hoşgörü ve adalet esaslarını ön planda tutarak ve bunu pratik hayatta uygulayarak huzurlu ve demokratik bir ortam tesis ettiğini kaydetti. Öztemel, “624 yıl gibi, bir hayli uzun süren Osmanlı idaresi, sadece Müslümanların değil, aynı zamanda gayri müslimlerin de hakkını, hukukunu koruma altına almıştır.Kaynağını İslam, Kur’an ve Peygamberimizden alan Osmanlı yönetimi, idaresi altındaki hiç bir halkı, sömürmeyi düşünmemiş, tam tersine, himayesi altındaki en uzak coğrafyaya bile medeniyet inşa etmiştir. Adalet kavramı, Osmanlı yönetiminde esas ilke olarak tatbik edilmiştir. Zaten bundan dolayıdır ki, bir çok değişik ulus, asırlarca Osmanlı yönetiminde huzur ve barış içinde hayatını idame ettirme olanağı bulmuştur. Yani Osmanlı, bugün sözde batılı ve demokrat, bir takım ülkelerin göstermelik uygulamalarına tenezzül etmemiş, sanata, sanatçıya, bilim insanlarına, hak ettiği değeri fazlasıyla vererek, himayesi altındaki toprakların her yönden bayındır bir hale gelmesine zemin hazırlamıştır ama bugünün sözde demokrasi havarisi ülkelere baktığımızda ise, tam bir riyakarlık örneği sergilendiğini üzülerek görmekteyiz” dedi.

Adaletten, hak hukuktan, barıştan söz eden demokrat bir takım ülkelerin adeta savaş tamtamları çaldığını dile getiren Öztemel, bu ülkelerin kan dökülmesine çanak tuttuklarını savundu. Öztemel, “Asıl dertleri başta petrol, madenler ve su kaynakları olan bu sömürgeci ülkelerin bugün bir kez daha sahneye çıktıklarını ve Mısır’da yaşanan katliamlara, adeta destek olduklarını üzülerek gözlemliyoruz. Çıkarları için savunmasız ve sivil insanların göz göre göre katledilmelerine arkasını dönen ABD, Avrupa ve İsrail için en geçerli akçenin çıkar ve menfaat olduğunu, artık hepimizin görmesi gerekiyor. Aylardır Suriye ve Mısır’da yaşanan katliamlar karşısında kılını bile kıpırdatmayan, tam tersine pervasızca vahşetin yanında yer alan sömürgeci zihniyet için, Ortadoğu’nun bir cehenneme dönmesi bile hiç bir önem taşımamaktadır. Demokrasiden bahseden bu çarpık zihniyet, Mısır’da özgür bir ortamda yapılan seçimle işbaşına gelen sivil hükümetin, askeri bir darbe ile devrilmesine bile alkış tutmuştur. ‘Böl ve yönet’ senaryosu, sinsi bir şekilde yeni versiyonuyla Ortadoğu’da yeniden sahnelenmeye çalışılıyor. Amaçları hem İslam alemini birbirine düşürmek, hem de büyük İsrail için zemin hazırlamaktır. Böylesi karanlık tezgahların yer aldığı Ortadoğu coğrafyasında, bütün İslam devletlerinin birlik ve beraberlik içinde hareket edip, kardeşlik köprüsünü yeniden inşa etmesinden başka bir yol yoktur” diye konuştu.