Tutuklamada azami sürenin 5 yıla indirilmesinin beklentilerini karşıladığını kaydeden Elçi, “5 yıllık azami tutukluluk süresi insanların 5 yıl tutuklu kalacağı anlamına gelmiyor. İnsanların tutukluk sürelerine göre bazen davanın niteliğine, sanık ve tanıkların çokluğuna ve davanın kapsamına göre bazen 1 yıl da makul olmayabilir. Ama davanın kapsamı ve niteliği ne olursa olsun tutukluluk süresinin 5 yıla inmesi şimdilik olumlu” dedi.

Bölgenin birçok ilinde 14 Nisan 2009 yılında KCK adı altında yapılan operasyonların 5. yıla gireceğini hatırlatan Elçi, “2009 yılında KCK adı altıda yapılan operasyonda tutuklanan kişilerin 5 yılı dolmuş durumda. Hatta bazı kişilerin 5 yılı aşmış görünüyor. Bu nedenle bunların tahliye edilmesi gerekir. Azami tutukluluk süresinin 5 yıla indirilmesi, tutuklu olanların 5 yıl sonra bırakılmasını gerektirmiyor. 5 yıl sadece azami bir süre. Bu neyi gösteriyor yasama meclisinin, parlamentonun  yargının tutukluluk süresine ilişkin bakışını ortaya koyuyor. Daha öncede benzer yasalar çıktı. Yargıya mesaj ve yol gösterici yasalar çıkmıştı ancak uygulayan olmadı. Yasalar değişti ancak mahkemeler bunları görmezden geldi. AİHM bu durumu uzun süre eleştiriyordu. Hatta Anayasa Mahkemesi birkaç kez milletvekilleriyle ilgili başvuruları olumlu değerlendirmesine rağmen yargı tutuklulukta bildiğini okumaya devam etti. Mahkemeler bu yasalara rağmen yine bildiğini okursa açık bir şekilde suç işlemiş olurlar. 5 yıl tutuklu kalan bir kimseyi tutuklu tutmak hukuka ve demokrasiye aykırıdır. Mahkemelerin 5 yılı dolmayanların da durumunun gözetilmesi gerekiyor. Aynı zamanda 3 yıl tutuklu kalanların da tahliye edilmesi gerekiyor. Artık yargının gün sayarak 5 yılı dolduğunda kişileri tahliye edilmesini beklemeden makul süreye saygı duyarak bir gün bile kimseyi tutuklu bırakmaması gerekiyor.” Şeklinde konuştu.

TMK MUTLAKA DEĞİŞMELİ

Özel yetkili mahkemelerin Ağır Cezalara dönüştürülmesine ilişkin de görüşlerine açıklayan Baro Başkanı Elçi, “Özel yetkili mahkemeler adil yargılama hakkını ihlal ediyor. Olağanüstü mahkemelerin hukukta yeri yoktur. Herkesin eşit bir şekilde genel mahkemelerde yargılamaları gerekiyor. Hükümetin bunu gördüğünü görüyoruz. Başbakan bununla ilgili açıklama da bulundu. Olumdur. Terörle mücadele kanunun kalkması gerekiyor. DGM başta olmak üzere tüm kararların yeniden yargılama konusu yapması gerekir. Düzenleme buradan başlamalı. Çünkü bu mahkemeler adalet dağıtmadı, aksine hukuksuzluk ve adaletsizlik dağıttı. TMK günümüzde artık bir ihtiyaç değildir. Örgüt suçlarını en etkili şekilde Türk Ceza Yasasının ilgili maddelerinde var. Hatta ölçüsüz biçimde cezalandıran maddeler var. Hepimizin bildiği gibi cezaları yarı oranında artıran, sanık ve şüpheli haklarını kısıtlayan, avukatların yetkilerini kısıtlayan, özel yetkili mahkemelerin adil olmayan yargılamalarına zemin oluşturan TMK’ların da kesinlikle kalkması gerekiyor. Bir yandan özel yetkili mahkemeleri kaldırıp, TMK’yı kaldırmamak büyük bir çelişki olur. TMK’yi uygulayacaklarsa değişecek hiçbir şey olmayacak. Bu nedenle TMK’nın da kalkması gerekiyor. Bizce hüküm giyenlerin yeniden yargılanmasının yolu açıktır, bu yapılmalıdır. Hükümleri infaz edilmeyenlerin de yeniden yargılanması lazım. Yargılama neticesinde sanık suçsuz bulunursa bu konuyla ilgili de tazminat önerimiz vardı. Biz bunu öneriyoruz” dedi.