‘BEN, FETHİ SEKİN’

HABER: AHMET BEŞENK Sesi buruklaştı, bir tebessüme eşlik etti gözlerden akan birkaç damla yaş ve “Ben Fethi Sekin” diyerek başladı buruk cümlelerine. “Aynı sıraları, aynı koğuşu, aynı sofrayı ve aynı ranzayı paylaştım sancak arkadaşımla. İkimizde yoksul semtin çocuklarıydık, ikimizde Doğuluyduk ve ikimizin göğsünde bitmeyen, sönmeyen vatan aşkı vardı. Öyle bir şey yapacağım ki bütün Türkiye benden söz edecek diyordu ve yaptı. Kıskanılasıya bir şekilde şahadet şerbetini içti. Tüm ülke onu konuşuyor” diyerek başladı cümlelerine Şehit Fethi Sekin’in silah arkadaşı Diyarbakırlı polis memuru Faysal Ayarcı.

‘BEN, FETHİ SEKİN’

 İzmir’de gerçekleştirilmek istenen terör saldırısını önleyerek adeta bir destan yazan Şehit Polis memuru Fethi Sekin’in kadim dostu, silah arkadaşı Diyarbakır’da görev yapan polis memuru Faysal Ayarcı kendi söylemi ile Fethi’yi anlattı.

 

 

Şehit Polis Memuru Fethi Sekin’in her zaman özel harekatçı olmak istediğini belirten Faysal Ayarcı o günle şu cümlelerle dile getiriyor: “Aslında Fethi özel harekatçı olmak istiyordu. Bir gün hiç unutmam bana şöyle demişti; Öyle bir şey yapacağım ki tüm Türkiye benden söz edecek. Söyleyecekler ki vatanı için bunu yaptı diye. Bu tür konuşmaları her zaman yapardı, sanki şehit olacağını biliyordu. Birde hiç unutmadığım bir anımızda şu, polis okulunu bitirdikten sonra görev yapacağımız illerle ilgili kuramızı çektik. İkimizde Kocaeli’ni kurada çektik. Gideceğiz ama cebimizde yol paramız yok, orada kalakaldık, kara, kara nasıl gideceğiz diye hem düşünüyoruz hem de gülüyoruz. Cebimizde 250 bin lira para var, yol parası ise 1 milyon 300 bin tutuyor. Para bulamazsak son çare otostop çekeriz dedik. Neyse ki okulda bir gurubumuz vardı, o dayanışma ruhu ile memleketlerimize gittik.”

 

Kadim bir dostluğun polis okulunda başlayarak aynı ilde görev alana kadar devam ettiğini buğulu gözlerle aktaran Ayarcı cümlelerini şöyle sürdürdü: “İkimizin de tayin yeri olan Kocaeli’nde de bir müddet bir arada kaldık. İkimizde trafik şubeye atanmıştık. 20 gün sonra beni terör şubesine aldılar. İşte o zaman Fethi bana hani ayrılmayacaktık demişti. Bu cümlesine çok üzülmüştüm, oysaki bu benim elimde değildi. Beraber ev tuttuk, bir müddette beraber kaldık. Ben annemi yanıma aldıktan ve hemen akabinde evlendiğim için ayrılmak zorunda kaldık. Memleketinde sevdiği vardı, aşıktı, kavuşabilirmiyiz, verirler mi bize diye söylerdi. İşte o zaman ayrılık düştü aramıza ama birbirimizi hep arardık, her fırsatta buluşurduk. Ve sonunda mutlu yuvasına da kavuştu, artık kendi evinde, ailesi ile birlikteydi. Buda beni çok mutlu etmişti.”

 

 

İkisinin de yoksul aile çocukları olduğunu dillendiren Faysal Ayarcı parasız kaldıkları günleri tebessümle yad ederek şunları kaydetti: ““1994 yılında otobüsten indim, yolda birine Samsun 19 Mayıs Polis okulunun adresini sordum, bilmiyorum, bende orayı arıyorum. Bu arada adım Fethi dedi. İşte o gün kadim dostluğumuzun başlangıcı, Fethi’nin kıskandıran destansı şahadet hikayesinin başladığı andı. Önce sınıflarımız denk geldi, sonra koğuşlarımız, ardından da ranzalarımız beraberdi. İkimizde yoksul ailelerin, yoksul semtin çocuklarıydık ve benzer hikayelerimiz vardı. Kendisi mert, delikanlı ve aslan yürekliydi. O Elazığ’dan Fethi, ben Diyarbakır’dan Faysal’dım. Kolumuzdaki, kalbimizdeki, başımızın üzerindeki Ay yıldızı korumanın onuru ile baş koyduk ülkemizin yoluna. Fethi her zaman sevecen, güler yüzlü, samimiydi ve annesini çok severdi. Yokluklar içinde büyütmüştü ve ülkesini koruması için kendi elleri ile yollamıştı annesi onu.”

 

Şehit Fethi Sekin’in kocaman bir yüreğinin olduğunu da sözlerine ekleyen Ayarcı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Fethi’nin bir olayına şahit oldum ki ne denli merhametli olduğunu teyit eden bir yaşanmışlık. Aslında Fethi görevlerinin gereğini fazlası ile yerine getiren ve kuralcı biriydi. Gelin görün ki işin içine çocuklar girince o kuralcı kişi bir anda pamuk kadar yumuşayan bir kimliğe bürünürdü. Bir gün, ticari taksinin biri kırmızı ışıkta geçti, Fethi onu durdurdu ve ilk sözü şu oldu, çocukların var mı? Günde ne kadar kazanıyorsun, şoförün cevabına karşılık sana ceza yazarsam kazancının 10 katını ödeyeceksin. Yazık değil mi çocuklarının rızkına. Bana söz verirsen bir daha yapmayacağına sana ceza kesmeyeceğim dedi. Sözü aldıktan sonra şoförü uğurladı. Böylesi vicdanlı, böylesi merhametli, helal süt emmiş bir evlattı Fethi.”

 

Fethi Sekin’in şahadet haberini aldığında kendisini ilk kez kıskandığını söyleyen Polis memuru Faysal Ayarcı sözlerini şu cümlelerle noktaladı: “Can dostum Fethi’nin şahadet haberini aldığımda aklıma ilk gelen İstiklal marşımız aklıma geldi. 
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Yüreğim sızladı, tarif edilmez bir burukluk çöktü içime ve sadece haykırabildim;  
Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber, sana arşını açmış, duruyor peygamber.
Şahadet haberi ile onur duydum, hani insan kıskanılır ya ilk defa birini, Fethi’yi kıskandım. Ve dediğini yaptı, tüm ülke onunla gurur duyuyor.”
Güncelleme Tarihi: 11 Ocak 2017, 18:38
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER