‘DARBE GİRİŞİMİ SIRADANLAŞTIRILMAMALI’

AHMET BEŞENK (ASKON) Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği Diyarbakır İl Teşkilat Başkanı ve Eski Ak Parti Diyarbakır İl Başkanı Avukat Aydın Altaç, Darbe girişiminin yarattığı sonuçları değerlendirdi. Altaç, Darbe girişiminin sıradanlaştırılmaması gerektiğinin altını çizerek darbe girişiminin başarılı olması halinde yaşamın her kesimi için ağır tahribatları beraberinde getireceğine dikkatleri çekti. Gazetemize değerlendirmelerde bulunan Aydın Altaç, ülke olarak bir ruh kazanıldığını ve kolaylıkla kaybedilmemesi gerektiğini söyledi. İşte o röportajdan başlıklar:

‘DARBE GİRİŞİMİ SIRADANLAŞTIRILMAMALI’

 BEŞENK: Darbe girişiminin doğurduğu sonuçları ile ilgili olarak değerlendirmelerinizi alabilirmiyiz?

ALTAÇ: Anlaşılan bu değerlendirmeler uzun bir zaman daha devam edecektir. Çünkü yapılmaya çalışılan darbe sıradan olmadığı gibi çok ağı sonuçlar da doğurdu.

15 temmuz gecesi FETÖ tarafından yapılmak istenen darbe girişimini can ve mal kayıplarımız pahasına milletçe defetmeyi başardık. Darbe girişiminin sıradanlaştırılması, basitleştirilmesi veya anlamsızlaştırılması çabalarına kulak asmamak gerekir. Yapılmak istenen düpedüz darbe girişimiydi. Bu girişimin geçmiş dönemlerde yaşadığımız darbelerden daha farklı ve güçlüydü. Zira, 15 temmuz gecesindeki girişimin askeri, emniyet, bürokrasi, mülkiye, ekonomi ve bir çok bileşeni vardı. Etkin olan ise kuşkusuz Pensilvanya’da ki FETÖ elebaşı ve üst aklın sevk ve idaresi idi. Ele başı ve üst aklın hesaba katamadığı husus ise Türkiye’de yaşayan 79 milyon vatandaşın ,hem darbeye hem de istikrarsızlığa karşı tek yürek,tek bilek olacağına dair duruştu. Bu duruş aslında istikrara ve sivil idareye sahip çıkma iradesinin beyanı olarak kabul etmek ve görmek gerekir. Türkiye’de önceki dönemlerde yaşanan darbe dönemlerinde görünmeyen bu duruşun zemini sağlam olup ve 15 yıldan bu yana ülkemizde siyasal,ekonomik ve sosyal gelişmeler neticesindeki kazanımları sahiplenme duygusundan kaynaklanmaktaydı.

BEŞENK: Darbe sonrası yaşanan saldırılar hakkında neler düşünüyorsunuz?

ALTAÇ: Darbenin yarattığı travmanın etkisi geçmeden bu kez Diyarbakır, Kızıltepe, Van ve Elazığ ile devam eden bombalı saldırılarda çok sayıda vatandaşımızı, güvenlik kuvvetleri mensubumuzu kaybettik. Başta hemen belirtmek istiyorum, bu saldırıların kimden veya hangi örgütten geldiğine girmeden şiddetle ve nefretle kınadığımızı peşinen belirtmek istiyorum.

Gerek Türkiye ve gerekse Ortadoğu’da kan ve şiddetin bitmemesi bir kesimin, gurubun ve ya aktörlerin işine geldiği, süreklilik arz etmesi için de desteklendiği açıkça anlaşılmaktadır. Türkiye’de veya Ortadoğu’da amaç Demokrasi ve haklar meselesi olsaydı meseleler onlarca kez çözülmüş olması gerekirdi. Bu şiddet ve kan akması farklı beklenti ve amaçlar taşıdığı açıktır. Düne kadar can ciğer görünün gurupların veya anlayışların aniden birbirine saldırması ve neticesinde yaşanan sivil kayıpları, mal kayıplarını demokrasi özlem ile yapıldığını izah edemez. Esed rejimin güçlerinin Haseke’ye saldırısı ve yaşanan kayıplar da olduğu gibi. Bu saldırıdan önce PYD ve Esed güçleri son derece samimi ve içten ilişkiler, al gülüm – ver gülüm şeklinde iken aniden PYD kontrolündeki Haseke saldırıya uğradı. Zalim Esed rejimi olduğu sürece Suriye’de ne kürtler ne de diğer halkların rahat yüzü göremeyeceği açıktır. Bu saldırıyı da sebepsiz görmemek iler ki zaman için oldukça önemlidir. Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerini düzeltip İran ile Türkiye ve Rusya’nın Suriye’de neler yapabileceği tartışılacak iken Türkiye’de artan terör saldırıları, Esed rejim güçlerinin Haseke’ye saldırması ve ABD’nin ilk kez saldırılar devam ederse rejim güçlerine cevap vereceğini açıklamış olması bir zincirin halkaları gibi sıralanıyor. Esed rejim güçleri ve yönetim anlayışından kaynaklı koskocaman bir ülke tarumar olurken sessiz olan, 10 milyon insanın göçebe olmasına sessiz olan, 500 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine sessiz olan ABD ve müttefik güçler Türkiye, Rusya ve İran’ın sorun üzerinde makul şekilde tartışmaya başladığı bir dönemde katkı sunması gerekenler şiddetin dozunu artırmak suretiyle birilerine mesaj vermeye çalışmaktalar. Bir sonraki yazıda belki daha ayrıntılı şekilde değerlendiremeye muhtaç olan PYD ve Suriye Kürtlerin konusunda bugünden şunu söylemekte bir beis bulunmamaktadır. PYD , Türkiye’ ye karşı samimi bir ilişki geliştirmek istememesi ve sırtını Esed’e dayaması Kürtler açısından tarihi bir kayıptır.

BEŞENK: Süreci değerlendirebilirmisiniz?

ALTAÇ: 2015 yılı Haziranında yapılan genel seçimlerden sonra yaşanan sıkıntılı sürecin her anlamda ülkeyi sıkıntıyla baş başa bıraktığı pratiğini yaşamış halkın, istikrarın kendisine neler kazandırabileceğini, istikrarsızlığın kendisine neler kaybettirebileceğini yaşamış ve tecrübe etmiştir. Yine yakın tarihimizde yaşadığımız Hendek-barikatların yarattığı tahribatlar, gezi olayları, 6 – 7 - 8 ekim olayları,17 - 25 aralık kumpas olayları dönemlerinde de istikrarsızlığa karşı milletçe sağlam bir duruş sergilenmişti. Bu dönemlerde de kamuoyu dikkatini daha çok olayların amacını ve olası sonuçlarının muhasebesini yaptıktan sonra desteğini istikrar ve güven ortamından yana kullanmıştı. Söz konusu olaylarda da can ve mal kayıpları yaşamamıza rağmen olaylar kısa zaman  diliminde kontrol altına alınmıştı. Ülkemizde  yaşayan 79 milyon vatandaş bahsettiğim tüm olaylar ve özellikle 15 Temmuz gecesindeki duruşu 2023, 2053 ve 2071 hedeflerinin de teminatı ve garantisi olarak görmek gerekir. Söz konusu hedefleri yakalamanın yolu demokrasiden, sivil siyasetten, güçlü ekonomiden ve sosyal barıştan geçmektedir. Şu an için milletçe bu ruhu yakalamış bulunmaktayız. Zira Temmuz darbesine karşı ülkenin kuzeyinden-güneyine ve doğusundan-batısına kadar tüm etnik ve inanç grupları siyasi düşünce farklılıklarını ve tercihlerini bir kenara bırakarak hareket etmiştir. Ülkeyi yöneten siyasi iradenin de bahsettiğim ruhun yakalanması için önemli hamleler yaptığını görmek gerekir. Gerek hükümet kanadından ve gerekse Cumhurbaşkanlığından darbe girişiminin başarısını topluma mal etmeye, bu şekilde paydaşları çoğaltma ve toplumda dayanışma ruhunu üst seviyeye çıkarma gayretlerine hep birlikte şahitlik yaptık. Geldiğimiz noktayı daha üst seviyeye çıkarmak ve her anlamda istikrarı kalıcı hale getirmek için bu ruhu devam ettirmek gerekir. Demokratik, çoğulcu ve sivil anayasa ile bu ruhu taçlandırabilirsek kalıcı bir ruhu yakalamış olacağız. Yeni anayasada sorun üreten tüm konularla ilgili cesaretle ve kararlılıkla hareket etmemiz zorunludur. 2023, 2053 ve 2071 hedefleri önünde engel olabilecek tüm hususlarla ilgili cesaretimizden ve kararlılığımızdan ödün vermemeliyiz. Bu ruh kolay kazanılmadı, kolay kaybetmeyi asla göze alamayız.

Güncelleme Tarihi: 22 Ağustos 2016, 17:34
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER