Şehir Tiyatrosu Salonu’nda yapılan forumda konuşan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı, Diyarbakır’ın çok dilli, çok kimlikli bir şehir olduğuna dikkat çekerek, turizm alanında gelecek 5 yılda neler yapabileceklerini dair tartışma yürütmek istediklerini söyledi.

Büyükşehir Yasası ile hizmet sınırlarının değiştiğini hatırlatan Anlı, bundan böyle sadece Kent merkezini değil çevre ilçeleri de kapsayan kapsayıcı bir turizm hedefi koymak gerektiğini kaydetti. Çatışmasızlık sürecinin, turist sayısında gözle görülür ölçüde değişim yarattığını ifade eden Anlı, Diyarbakır’ın tarihi ve kültürel varlıklarını daha da görünür kılmak, cazip hale getirmek için kentin tüm kurumlarının, sivil toplum örgütlerinin hatta kentte yaşayan her bireyin ortak hareket etmesi gerektiğine işaret etti. Anlı, "Kentimizi daha ileriye götürmek için seferber olmalıyız" dedi.

Anzele’yi tekrar kente kazandırmak ve kentin gerçek kimliğinin otaya çıkmasına yol açacağını belirten Anlı, "Surp Giragos’tan sonra Surp Sarkis’in açılması yitirdiğimiz değerleri hatırlatacak. Ermeni cemaati her yıl Diyarbakır’ı ziyaret etmeye başladı, bu bizim için çok önemli" dedi. Anlı, Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri’nin UNESCO dünya tarihi ve doğal miras listesine girişi için çalışmalar yürüttüklerini belirterek bu konuda hem yerel yönetimlerin hem de merkezi hükümetin yapması gerekenler olduğunu söyledi.

Kent olarak bir çok avantajları olduğunu bildiren Anlı, Nemrut, Hasankeyf’in yanı sıra Çermik ve Eğil’deki kral mezarlarının turizm değeri olduğunu söyledi. Anlı, sadece Hevsel Bahçeleri’nin bile tek başına bir turizm değeri olduğunu söyledi.

KIŞANAK: TURİZM EN BÜYÜK EKONOMİK DÖNGÜDÜR

Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak da turizm için "çağımızın en büyük ekonomik döngüsünü sağlayan sektör" olarak tanımladı. Tarihi ve kültürel miras konusunda şanslı olduklarını ancak bunu açığa çıkarılması gerektiğini belirten Kışanak, "Turizm çok bileşeni olan bir sektördür. Güler yüz bile çok önemlidir. İnsanlar bu şehirde güler yüzle karşılanıyorlar, alışveriş yaptıkları bir mağazada, restoranda güler yüzle karşılanıyorlar. Bu bile tek başına turizmi etkileyen bir konudur" dedi.

TURİST AĞIRLANDIĞINI HİSSETMEK İSTER

"Bize emanet edilen bu tarihi kültürel mirasınızı dünya ile paylaşarak büyütelim" diyen Kışanak, "Bu ihtişamı bu tarihi mirası ne kadar çok paylaşırsak ne kadar çok insan gelir görürse, o kadar büyüyecektir" diye konuştu. Kışanak şöyle devam etti:

"Hepimizde şu duygu olmalı, buraya gelen insanlar bizim misafirimiz. Burada ağırlandıklarını hissetmek isterler, değer verdiğimizi hissetmek isterler. Son derece önemli kültürel değerlerimiz var. Bunları tanıtmak son derece önemli ama onlar bu faaliyeti yaparken aynı zamanda burada bir misafir olarak ağırlanmak istiyorlar.

Dünyanın en önemli tarihi değeri olsa bile insanlar o şehirde rahat etmeyeceklerse gitmek istemiyorlar. Bu şehre geldiklerinde neyle karşılaşacaklarını bilmek istiyorlar. Sokaktaki çocuklarımızdan esnafımıza, ulaşımda yaratacağımız kolaylığa kadar hep beraber büyük bir tartışmayı başlatmamız bunu gündeme tartışmamız lazım. Bütün ilçelerimizi kapsayacak şekilde tartışmamızı yürütmeliyiz."

Kışanak geçtiğimiz günlerde Tarihi Kentler Birliği’nin meclis toplantısına katıldıklarını anlatarak, "Tarihi Kentler Birliği yılda iki kez toplanıyor. Yürüttüğümüz görüşmeler sonucunda sonbahar toplantısını Diyarbakır’da yapacaklar. Bütün tarihi mirasa sahip kentlerin belediye başkanları sonbaharda Diyarbakır’da olacaklar" dedi. Türkiye’de tarihi ve kültürel kentler denilince belli başlı kentler akla geldiğini ifade eden Kışanak, "Oysa biz orada da iddiamızı ortaya koyduk aslında Türkiye’deki Tarihi Kentler Birliği’nin başkanlığını Diyarbakır yapmalı. Tarihi kültürel mirası buna izin veriyor. Gelenlere tarihi kültürel mirasımızı göstermiş oluruz" diye konuştu.

SEZEN AKSU DA KÜLTÜR ELÇİSİ

Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Kışanak, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giriş çalışmalarının yanı sıra "Diyarbakır’ın kültür elçileri" konusunun da önemli olduğunu anlatarak, "Yönetmen Ferzan Özpetek Diyabakır’ın kültür elçisi olmayı kabul etti. Geçen hafta sanatçı Sezen Aksu da Diyarbakır’ın kültür elçisi olmayı kabul etti. 10 kişilik bir ekip kurup Diyarbakır’ın yüzü ve sesi olmalarını kendilerinden isteyeceğiz" diye konuştu.

Açış konuşmalarından sonra Diyarbakır Turizm Forumu’nun moderatörü Filiz Bedirhanoğlu, demokratik katılıma imkan verdiği için Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederek konuşmasına başladı. Diyarbakır’ın bütün avantajlarına rağmen yeterince turizm potansiyelinin değerlendirilemediğini belirten Bedirhanoğlu, kentteki güvenlikten, tanıtıma, konaklama kapasitesinden hizmet kalitesine, otel fiyatlarına, turist rehberi ve kurumların ortaklaşamamasına kadar pek çok sorun bulunduğunu söyledi.

TEMİZLİK, SAĞLIK, GÜVENLİK

Daha sonra Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Turizm Müdürü Cevahir Sadak Düzgün turizme yönelik yaptıkları çalışmalar hakkında bir sunum yaptı. Toplantı boyunca sosyal medya mecrası olan Twitter üzerinden de Suriçi’ndeki tarihi yapıların açığa çıkarılması, silueti bozan yapıların ortadan kaldırılması, güvenlik kaygıların giderilmesi gibi öneriler yapıldı. Turizm Meslek Elemanı Abdullah Erol da bir sunum yaparak Turizm Haftası’nın bir festivale dönüştürülmesini ve turizm sektörü çalışanlarının periyodik eğitim programına alınmasını önerdi. Katılımcılardan Tahsin Memiş de valiliğin ilgili birimlerinin toplantıda olmamasını eleştirdi ve "marka şehir" adı altında çalışma yürütülmesi gerektiğini söyledi. Diyarbakır ve turizm için "temizlik", "sağlık" ve "güvenlik" gibi hususların önemli olduğunu ifade eden bir başka katılımcı Turizm Zabıta Komisyonu kurulması gerektiğini bildirdi. Bir başka katılımcı bir an önce Diyarbakır’ın Uluslar arası Hava Limanı’na kavuşması gerektiğini belirtti.

SOYUKAYA: TURİZM MASTIR PLANI YAPILMALI

Diyarbakır Surları Alan Yönetimi Başkanı Nevin Soyukaya da bir an önce Turizm Mastır Planı yapılması gerektiğini söyledi. Valilik tarafından oluşturulan planın yetersiz ve çok genel olduğunu ifade eden Soyukaya, "Bu planı acilen yapmak lazım. Çünkü koruma kullanma dengesini doğru oluşturmak için bu planı yapmak gerekiyor. Zira çok plansız gelişen bir Mardin var yanı başımızda ve artık kendisini tüketmeye başladı. Artık tamamen metalaşan ticaretin ön plana çıktığı ve orada yaşayanların ikinci üçüncü plana düşürüldüğü bir kente dönüştü" diye konuştu.

KATILIM VE KORUMA ÖN PLANDA OLMALI

"Marka şehir" kavramına da karşı çıkan Soyukaya, Diyarbakır’ın zenginliğinin korunduğu ölçüde kendisini göstereceğini belirtti. Soyukaya, Turizm Master Planı’nda kentlinin de katılacağı şekilde kurgulamalar yapılması gerektiğini aynı şekilde kültürel değerler konusunda korumanın ön planda olmasının önemine işaret etti. Soyukaya, Diyarbakır’ın sadece inanç turizmi ile öne çıkarmanın da kente haksızlık olacağının altını çizdi.

Kültürel çeşitliliğin ortaya çıkması gerektiğini, Çayönü, Hilar ve Hasuni Mağaraları’nın önemli olduğunu belirten Soyukaya, kentin bir bütün olarak ziyaretçilere hazır hale getirilmesi gerektiğini söyledi. Hizmet sektöründe çalışanların ciddi bir eğitimden geçmesi gerektiğinin altını çizen Soyukaya, "Turistle muhatap olacak tüm esnafların hazır hale getirilmesi gerekiyor" dedi. Soyukaya, "UNESCO süreci kapsamında bir Alan Yönetim Planı hazırlandı. Bu plan tam da turistin kullanacağı alandır. Bu plana uygun bir planlama ile plandan yararlanacak mekansal planlamalar olmalıdır" diye konuştu.

HALK KAZANIRSA SAHİP ÇIKAR

Bir katılımcı da "turizm yatay bir zenginleşme sağlar" diyerek turistin otelde, lokantada bıraktığı paranın kente yayılması gerektiğini belirtti ve "Burada yaşayan insanlara pay kazandıramazsak o tarihi taşa sahip çıkmayacaktır" dedi. Katılımcı, "Bu Surlardan bu camilerden, bu kiliselerden insanlarımız kazanırsa sahip çıkacaklardır. Turizmle ilgili her çalışmanın ortak yürütülmesi de bu işin bir diğer ayağıdır. Turizmle ilgili harcamalar kalem ve kurum olarak çok dağınıktır. Bunların hepsini tek bir elden yapabilirsek hem masrafımız daha az olacak, hem kazancımız bir o kadar çok olacak" diye konuştu.

Toplantının sonunda yeniden söz alan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı "Tek başımıza bu şehre şekil vermemiz toplum mühendisliğidir" diyerek katılımcılığa dikkat çekti. Anlı şehrin değerlerini koruyarak zenginleşmenin önemine dikkat çekerek, "Gece saat 12’de bir kadın rahatça dolaşabildiği Diyarbakır hepimizin hayali olmalıdır" dedi.