“İZLİYORUZ”

HABER: AHMET BEŞENK Geçtiğimiz günlerde FETÖ ile mücadeleyi izleme Platformu kuruldu. Platformun Diyarbakır şube sorumluluğuna ise daha önce bazı Sivil Toplum Kuruluşlarında Başkanlık yapan Muhammed Beybur Getirildi. Platformun kurulma amacını belirten Beybur şok açıklamalarda bulundu. Beybur: “FETÖ terör örgütü ile mücadelemizde tek amaç ve gayemiz, bu alçakların deşifre edilip,gereken cezayı almalarıdır. Bu çalışmalar yapıldığında,Cumhurbaşkanımız gibi hassas davranmayan,devletimizin yanında olmayan, listelere müdahale ederek isimler üzerinde oynama yapan,başta kamu kurum amirleri olmak üzere,mevki ve makamları ne olursa olsun,bu kişileri dost kabul etmeyerek, yanımızda değil karşımızda olduklarını kabul edip,bu kişilerle de mücadele etmeyi asli görevimiz olarak kabul edeceğiz.” Dedi.

“İZLİYORUZ”

 Fetö ile mücadele noktasında yapılan çalışmaları izlemek ve destek amacı ile kurulduklarını belirten FETÖ ile mücadeleyi izleme Platformu Diyarbakır şube başkanı Muhammed Beybur, platformun işlevselliğini şu cümlelerle aktardı: “Oluşumumuz Türkiye geneli FETÖ ile mücadele platform şeklinde oluşturulmuştur. Bu oluşumu kuran arkadaşlarımız ülkesini, bayrağını, vatanını, devletini seven kişilerden oluşmaktadır. Sayın genel başkanımız Hüseyin beyin teveccühü ile bizlerde bu oluşuma katkı sunmak, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yanında yer almak ayrıca bu hain, alçak FETÖ terör örgütü alakalı yapılan çalışmalar ile bundan sonra yapılacak çalışmaları detaylı bir şekilde takip edip bir nebze de olsa ışık tutmak amacı ile bu oluşuma destek vermek için içinde yer almayı kabul etmiş bulunuyorum.

Bu platform, Türkiye geneli şu anda yaklaşık 10 Bine yakın hepsi birbirinden değerli kardeşlerimizin gönül verdiği bir sivil inisiyatif gurubu. Platformumuzun ismi FETÖ ile mücadeleyi izleme platformu. Şu anda yapılan çalışmalar Türkiye geneli FETÖ terör örgütünün bir an önce devlet kurumlarından ve yetkili makamlardan ellerini çekmeleri ve bu güne kadar ülkemize haince verdikleri zararlardan dolayı ve gereken cezaları almaları için çabalayan bir platformuz.” Dedi.

 

FETÖ ile mücadeleyi izleme Platformunu daha önce kumpasa getirilen Hatay’lı iş adamı Hüseyin Acar’ın kurduğunu da sözlerine ekleyen Beybur konuşmasını şöyle sürdürdü: “Platformu Hatay’da iş adamı olarak bulunan Hüseyin Acar bey kurdu. Bunun kurulma amacı da daha önce kendisinin bedeller ödeyerek yaşadığı cezaevi macerası. Ceza almasının sebebi ise sadece vatanını, milletini, bayrağını sevdiği için 8-9 sene ceza yatmış. Zamanında FETÖ’mü diyelim veya bağlantılı örgütler mi diyelim, kumpasa getirilerek kendisine bedeller ödetilmiş, cezaevi yatmış bir ağabeyimizdir.” Dedi.

 

FETÖ ile mücadelede çok fazla kesimin samimi davranmadığının da altını çizen Muhammed Beybur konuşmasını şöyle sürdürdü: “FETÖ ile mücadele noktasında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan, Başbakanımız Binali Yıldırım ve İç İşleri Bakanımız Süleyman Soylu dışında kararlılığının dışında başkada samimi bir şekilde bu mücadelede kimseyi görememekteyiz, hata Sayın Cumhurbaşkanımızın bazı söylemlerinde ‘Şahsım yalnızdır, gereken desteği göremiyorum’ ve de bu anlamda kendisine yardımcı olabilmek ve bu alçaklardan ülkeyi temizleyebilmek anlamında elimizde gelen bütün mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz.” Dedi.

 

FETÖ ile mücadele noktasında tavsiyelerde de bulunan Beybur, tespitlerini şu cümlelerle aktardı: “Bir kamu kurumuna bakıyorsunuz, bir hemşire, bir memur, bir öğretmen veya bir hizmetli gözaltına alınırken, yargılarınken, cezaevine atılırken veya ihraç edilirken ki bunlara da göz açtırılmaması, göz ardı edilmemesi lazım fakat bunların dışında resmi kamu kurumlarında, ellerinde devletin yetkilerini bulunduran en üst derece idareciler ve bir numaralı kripto fetöcü dediğimiz kişiler hala görevdeler ki bir çoğunu Diyarbakırlı olmamız hesabiyle birebir tanıdığımız insanlar. Kıyaslama yaparken söylemek istediğim bir memur ki fetöcü ise gereken yapılsın, her tarafı darbeci olsa, fetöcü olsa ne olur ama bir kurum müdürü eğer bu hain örgütle bağlantısı var ise ki elinde devletin imkanları çoktur yetkili olduğundan dolayı o memurun devlete karşı işleyeceği suçun on katını, yüz katından daha fazlasını yapabilir. Çünkü devletin imkanları kendi elinde ve yönetici konumunda. Bu konuda da suni bir şekilde yerelde idarecilerin yaptığını, zaman, zaman listelere müdahale edildiğini, hala bu insanlar görevde ise müdahale edildiğini, olayı geçiştirdiklerini düşünüyorum. Diyarbakırlıyız bu nedenle de biliyoruz, zamanında il ve ilçe sorumluluğu yapmış bu insanlar, kendi söylemleri ile bu örgüte himmet toplayan, 2010, 2011, 2012, 2013 ve hatta 2014 yıllarına kadar yapmış oldukları bütün KPSS sınavlarında ümmetin, milletin çocukları 70 – 80 puanlarla atanmazlarken, haksızlığa uğrarken 90 ve üzeri puan alan aynı aileden olan birçok kişi halen farklı yerlerde, nokta atışı tayinlerle, aynı yıl göreve başlatılıyor ve halende bu insanların bir kısmı bazı kamu kurum ve kuruluşlarında idareci olarak devam ediyor, bunları yakinen biliyoruz. Demek ki suni bir şekilde söz ona bir çalışma yapılıyor. Bu insanlar en kritik yerlerde, paranın döndüğü yerlerde çalıştırıyorlar. Bunlar mevcut kurum amirleri tarafından bilinçli mi, bilinçsiz mi yapılıyor ki günahta almak istemiyoruz ama eğer bu kişilerin tam yetkili bir şekilde halen buralarda çalıştırılıyorlar ise o zaman bunun altında art niyet ararım. Diyarbakır aslında küçük bir yerdir, herkes birbirini iyi tanıyor, bizimde tanıdığımız bu tür faaliyetler içersinde bulunan insanlar vardır ve bunlar Diyarbakır’da ki herkes tarafından bilinen insanlardır.” Dedi.

 

FETÖ mensuplarının kendilerine çok fazla özgüvenlerinin olmasının sebeplerinin de irdelenmesini gerektiğine dikkat çeken FETÖ ile mücadeleyi izleme Platformu Diyarbakır şube başkanı Muhammed Beybur: “Bunlarda müthiş bir özgüven var. Bir olaya şahit oldum, FETÖ ile ilgili ismi olan kişilerin adının bulunduğu liste hemen, hemen herkesin elindeydi. Eğer Diyarbakır’da ki bu kadar insan yapılacak operasyonlarla ilgili listedeki isimleri öğrenebiliyorlarsa bu bitmiştir yani. Listede adının olduğunu bilen kişiler gider bir yerlerden müdahale ettirirler isimlerini çıkartmak için. Bu süre zarfında bazı kişilerin isimleri listeden çıkartacak kadar kansız ve alçak olduklarını da öğrendik.” Dedi.

 

Daha önce FETÖ mensubu olduklarından emin oldukları kimlikler ilgili birimlere verdiklerini de hatırlatan BEybur konuşmasını şöyle sürdürdü: “Zaman, zaman arkadaşlarımız ile birlikte ortak yaptığımız FETÖ’cü olan kişilerle alakalı çalışmalarda ve listelerde belli isimler, belli yerlere iletildi ama maalesef halen bugün de o insanlar görevdeler ise demek ki gereği yapılmadı. Yani bir kısım şeyler önüne geçti, Şunu bir örnek ile açıklamak isterim, kendi oğlumun özel harekatçı alımları için müracaatını yapmamıza ve parasını da ödememize rağmen hiçbir yerde oğlumun sınav giriş belgesini çıkartamadık, sistem diyor ki böyle bir kayıt bulunamamaktadır. Sınavlarda eleme yoktur, herkesin girme hakkı vardır, biz bunu sorgulattığımız zaman birçok öğrenciye bunun yapıldığını, mahrum bırakıldığını sonucu ile karşılaştık. Bu bile bu örgütün halen ne kadar aktif olduğunu, ne kadar etkili olduğunun göstergesidir.

 

Bundan sonraki süreçte hakikaten Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan her iki kişiden birinin sadece Cumhurbaşkanımızın kararlılığına, ihlasına, samimiyetine güvenerek oy verdiğini, bundan sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın bu milletin verdiği oyların vebalinin altında kalmadan. Hakikaten bu alçak, hain örgüt ile birebir mücadele edip son kişi kalana kadar bunlarla alakalı gerçekçi ve kimsenin günahını almadan, iftiraya maruz kalmadan hakkaniyet çerçevesinde bunun sonucu ne olursa olsun, isterseniz ölüm olsun ki ülkede bir çok insan Sayın Cumhurbaşkanı için ölümü göz almış, ölüme hazır insandır ki halk 15 Temmuz günü, o alçak darbe günü bunu Türkiye Cumhuriyetinde ki ve dünyadaki bazı kesimlere göstermiştir. Sayın Cumhurbaşkanımın bir çağrısı ile milyonlar sokağa döküldü, Sayın Cumhurbaşkanımızın da bunun gereğini, bunlara acımadan, ilgili yasal süreci işletmesi bekliyoruz.

 

FETÖ mensuplarının bir çoğunun şu sıralar gizlendiğine de dikkat çeken Beybur: “Birçok FETÖ’cü farklı cemaat ve tarikatın şemsiyesi altına gizlenmektedir. Bin Kamu Hastaneler Birliğinde FETÖ ile ilgili çalışmanın layıkiyle yapılmadığını düşünüyorum. Liste yapılırken kurumun idarecisine soruluyor şu, bu FETÖ’cümü diye. Peki, o kurumun idarecisi FETÖ’cüyse ne olacak, nasıl isim verecek? Böyle bir çalışmanın yapılması zaten başından beri yanlıştı. Ne yapıldı! Bizzat biliyorum, kurum idarecilerinin çoğundan liste alındı, bu idareciler de kendi bünyelerinde çalışan personelin, FETÖ’cü olanlar için söylüyorum, yüzde 80-90’nını kolladılar, isimlerini bildirmediler.” Dedi. 

Güncelleme Tarihi: 18 Ocak 2017, 16:54
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER