() Eş Genel Başkanı , 'da partisi toplantısında yaptığı konuşmada, "Erdoğan ve hükümeti maalesef 'yi bir savaşa sürükleme eğiliminde. 'da halklarının, orada yaşayan halkımızın Türkmenlerle, Araplarla birlikte yaratmak istediği demokratik yönetimleri ortadan kaldırmaya yönelik bir yaklaşım ve politika içerisinde. 'nin savaşa değil, barışa ihtiyacı var" dedi.
Parti Meclis toplantısı, merkez Kayapınar Belediyesi meclis toplantı salonunda yapıldı. Toplantıya Eş Genel Başkanları , ve meclis üyeleri katıldı. Konuşmasında ve hükümetini eleştiren Eş Genel Başkanı Yüksek, "Erdoğan ve hükümeti maalesef 'yi bir savaşa sürükleme eğiliminde. 'da halklarının, orada yaşayan halkımızın Türkmenlerle, Araplarla birlikte yaratmak istediği demokratik yönetimleri ortadan kaldırmaya yönelik bir yaklaşım ve politika içerisinde. Özünde Kürt karşıtı üzerine bir politika, 'yi adım adım savaşa götüren bir boyuta ilerliyor" dedi.
" ORTADOĞU'DAKİ ATEŞ ÇEMBERİNE SOKULMAYA ÇALIŞILIYOR"
'nin Ortadoğu'daki ateş çemberine sokulmaya çalışıldığını ifade eden Yüksek, " gerçekten bir savaşa sürükleniyor. Ortadoğu'daki ateş çemberine sokulmaya çalışılıyor. Bizim buna karşı bir tutum sergilememiz gerekir. 'daki kazanımların kalıcı hale gelmesi, orada demokratik yönetimlerin gelişmesi açısından tutum sahibi olmamız lazım. 'nin politikasını stratejik olarak değiştirmesi üzerine bir yaklaşım ve tutum sahibi olmamız gerekiyor. 'nin stratejisi başından sonuna kadar yanlışlarla dolu. Öncelikle Kürt karşıtı üzerine oturmuş olan bu strateji bizim tarihsel olarak Kürt-Türk ittifakını geliştirme Kürt-Türk kardeşliğini geliştirerek hem'de hem de Ortadoğu'da yeni bir süreç geliştirmemizin önünde en büyük engellerden bir tanesi. ve Erdoğan'nın politikası buna engel teşkil ediyor" dedi.
"TÜRKİYE'NİN SAVAŞA DEĞİL, BARIŞA İHTİYACI VAR"
Erdoğan
ve hükümetinin tutumunun Ortadoğu'nun barışı, halkların kardeşliği, inançların kardeşliği politikasına yönelik bir saldırı konumunda olduğunu ileri süren Yüksek sözlerini şöyle sürdür:
"Sünni, Arap eksenini örgütlemeye çalışan bununla birlikte bütün inançları, mezhepleri karşısına alan, inançları ve mezhepleri çatıştıran politika kesinlikle Ortadoğu'yu barışa değil daha fazla savaşın derinleşmesine götürecek olan bir yaklaşımdır. 'nin savaşa değil, barışa ihtiyacı var. Hem iç toplumsal barışa, hem de bölgedeki barışa ihtiyacı var. Bunun olmaması halinde sadece ve Erdoğan kaybetmeyecek maalesef bütün halklar, toplum kaybedecektir."
"ETNİK TEMİZLİK YAPILDIĞI TAMAMEN YALANDIR, ASILSIZDIR"
sınırına sevk edilen askerler konusuna da değinen Yüksek, "18 bin askerden söz edildi. Şimdide 50 bin askerden söz ediliyor. sınırına yığınak yapma arayışında. Kime düşmanlık yapılacak orada. Kime karşı bir pozisyon alınacak. Çok açıktır, orada Kürt halkının açığa çıkarmış olduğu kazanımlara karşı. Yine içerisinde demokratik muhalefeti bastırmaya yönelik hazırlıklar içerisindedir. Bunu yaparken de en çok kullandıkları argüman bir etnik temizlik yapıldığı yönündeki yalandır. Etnik temizlik yapıldığı iddiaları tamamen asılsızdır. Biz bu konuda gerekirse kamuoyunun hatta meclisin oluşturacağı heyetler, mecliste grubu bulunan partilerin kendi vekillerinden oluşturacağı heyetlerle 'ya, 'ye, Grispi'ye (Telabyad) gidebileceğini, orada araştırmalar yapabileceğini belirtiyoruz. Orada herhangi bir etnik temizlik durumu söz konusu değildir. Arap ve Türkmen kardeşlerimizle orada bir yaşam örme çabası söz konusudur. Tam tersine Arapları da, Türkmenleri de Kürtler gibi barbarlığından koruma çabası söz konusudur. 'nin yapmaya çalıştığı Kürt halkının orada geliştirmeye çalıştığı durum budur. Aslında çetelerinin etnik temizlik yapmasının önüne geçilmeye çalışılıyor. Türk milliyetçiliğinin bu noktada kışkırtmaya şoven duyguları örgütlemeye bunun üzerinden yapmaya çalışan bir ve maalesef bir var. Demokrasi güçlerinin tamamıyla birlikte bir barış cephesi geliştirelim istiyoruz. Barış mitingleri, barışçıl etkinliklerle, yürüyüşlerle, siyasal, diplomatik çalışmalarla bir barış cephesi örmek 'nin savaşa sürüklenmesini engellemek. Kaybeden 'nin, seçimlerde yenilgi alan ve 'nın stratejik bir değişime gitmesini zorlayacak, değilse tasfiye edilmesini getirecek bir süreci örgütlememiz lazım" dedi.
ÇÖZÜM SÜRECİNDE MÜZAKERELER BAŞLAMALI
Çözüm sürecine de değinen , "Müzakereler hemen başlamalı. 7 Haziran'dan önce olduğu gibi diyalogların, görüşmelerin sürmesi şeklinde bir talep ve önermede bulunmuyoruz. 7 Haziran öncesi dengeler değişmiştir. Hiçbir şey 7 Haziran öncesi gibi değildir. 7 Haziran'dan sonra artık bu işin çok daha ciddi ele alınması ve hızla geliştirilmesine ihtiyaç vardır. O nedenle diyalogun sürmesi görüşmelerin ötesine geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Direk müzakere süreci başlamalı. Aksi takdirde ve yönetimi ülkeyi çözümsüzlüğe, kaosa ve savaşa sürükleyecek. Başkan Öcalan'nın özgür koşullarda müzakereleri yürütecek imkanlara sahip olması gerekiyor" dedi.
Güncelleme Tarihi: 04 Temmuz 2015, 21:48