‘HEPSİ KONUŞUYOR, İCRAATLARI SIFIR’

HABER: AHMET BEŞENK Son dönemlerde sosyal medyada adından sıkça söz ettiren Güneydoğu Engelli Hakları Dernek Başkanı Mihdat Kavmaz, yaptıkları yardımların nasıl ve hangi süreçten geçtikten sonra kendilerine ulaştıklarını aktardı. Kendisi ile ilgili de olumsuz bazı süpaküylasyon yapan şahıslara yönelik yanıt hakkını kullandı. Diyarbakırlıların Diyarbakırlılara yardım etmediğinin altını kırmızı kalemle çizerek, çamur atanların konuşmak yerine yaptığının yüzde 10’unu yapmasını istedi ve hodri meydan dedi. Bu yardımlar nerden geliyor, kim yapıyor, nasıl bir çaba sonucu yardımlara ulaşılıyor, Diyarbakırlılar kendi insanlarına ne kadar sahip çıkıyor? Gibi sorular bir çok kez Güneydoğu Engelli Hakları Derneği Genel Başkanı Mihdat Kavmaz’a yöneltiliyor. Bizlerde bu soruları kendisine sorduk. İşte o sorular ve cevapları:

‘HEPSİ KONUŞUYOR, İCRAATLARI SIFIR’

 BEŞENK: Sayın Kavmaz, bu yardımlar nereden geliyor?

 

KAVMAZ: Bize gelen yardımların yüzde 95’i batı vilayetlerinden geliyor. Genelde de kendileri bizlere ulaşarak taleplerimizi alıyorlar ve toparladıktan sonra da kargo ücretlerini dahi ödeyerek tarafımıza teslimlerini sağlıyorlar. Örneğin, İstanbul Anadolu yakasından Nevin Şengel adında bulunan bir hanım efendi  facebook sosyal paylaşım sitesi üzerinden bana ulaşarak numaramı istedi. Daha sonra beni telefonla arayarak tüm masraflarımızı da karşılamak sureti ile İstanbul’da misafir etti. Bu hanımefendi bir vatandaş olarak ‘Farkındalık yaratmak’ adlı bir projesi olduğunu ve bu kapsamda hiç kimseden ve kurumdan yardım almadan oluşturdukları ekip ile malzeme tedarik ediyor. Bizde kendilerine mağdur ailelerimizin çocuklarının ihtiyaç listesini verdik ve kısa bir süre sonra ayakkabı, çanta, kırtasiye, medikal ve kıyafet yardımlarından oluşan yüklü bir kargoyu tarafımıza ulaştırdılar  ve bu çalışmalar bir çok kez tekrar etti. Bize ulaştırdıkları malzemeleri ise, tespit ettiğimiz mağdur ailelerin çocukları ile okullardaki öğrencilerimize ulaştırdık. Çünkü ayağı üşüyen bir çocuğun yaşadıklarını ancak onları yaşayan bilir.

 

BEŞENK: Siz ayağı üşüyen çocuğun duygularını nasıl biliyorsunuz?

 

KAVMAZ: Hiç unutmam, Melik Ahmet semtinde bulunan İsmet paşa ilkokulunda okuyordum. Ağabeyim sabahçıydı, ben ise öğlenciydim. Ağabeyimin okuldan gelip bana önlük vermesini çok bekledim. O siyah önlüğü dahi alabilecek durumda değildik. Böylece eğitim maceram da ilkokul 5. sınıfı bitirdikten sonra nihayetlendi. İşte o gün, bu gün kendime çocuklara yardım etmeyi ilke edindim. Çünkü onların yaşadığı acıyı ve hüznü çok derinlerimde yaralar açılarak öğrendim. Benim hissettiğim ezikliği hissetmesinler, o eksikliği yaşamasınlar diye mücadele ediyorum. Nedeni bu.

 

BEŞENK: Tüm mesainizi bu işe sarf ediyorsunuz. Peki, ekonomik çarkınızı nasıl çeviriyorsunuz?

 

KAVMAZ: Aslında bu soruyu birçok kez, farklı ortamlarda duydum. Sanki insanlara yardım ettiğiniz zaman bundan nemalanıyorsunuz gibi bir izlenim var. Bu soruyu sormanız aslında çok iyi, bu vesile ile toplu cevap hakkımı da kullanmış oluyorum. Geceleri özel bir işletmede çalışıyorum. Sabah mesaimi devrettikten sonra evime gidip biraz dinleniyorum. Akabinde günün geri kalanında ise elimden geldikçe yardım konularında gayret gösteriyorum. Kimse sizin içinizi, yaşadıklarınızı bilemez. Bu nedenle toplumun büyük bir bölümü elinden gelen gayreti göstermek yerine çamur at izi kalsın mantığı yürütüyorlar. İstedikleri kadar konuşsunlar hiç önemli değil. Sayın Cumhurbaşkanımızın bir dönem söylediği gibi herkes konuşur, biz yaparız. Durmak yok, yola devam.

 

BEŞENK: Diyarbakır’da sizlere destek çıkan herhangi bir kurum veya kişi yok mu?

 

KAVMAZ: Maalesef üzülerek beyan ediyorum ki 2 Milyon nüfuslu bir Metropol kentte bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar yardımsever var. Bu Diyarbakır için büyük bir utanç aslında. Diyarbakır’da bize destek olan İş adamı Hacı Ramazan Karakoç, Turistik Otelin sahibi Serdar Akkaya, Merve Optik’in sahibi Hakan Altındağ, Gen Medikal’den Samet Baylas, Zeuba Turizm’in sahibi Uğur Apaydın, Doktor Hakan Çoksüer ve Eski Diyarbakır Milletvekili Hacı İhsan Aslan sürekli olarak destek veriyor. Düşünsenize 2 Milyon nüfus en fazla 10 hayırsever. Öte yandan bazı yardım talep ettiğimiz kişiler ise bizden talepte bulunuyor. Bize şunu getir bizde sana yardım edelim diye karşılık bekliyorlar. Yani bu tür insanların mantığı önce al, sonra ver. Çok basit düşünüyorlar. Kısadan hisse Memleketin sahibi olması gereken bu memleketin evlatları insanlığa sırtlarını dönmüşler.

 

BEŞENK: Şehrin kendi öz evlatları bu kadar az destek olurken sürekli yardım yaptığınızı gözlemliyoruz. Nerelerden geliyor bu yardımlar?

 

KAVMAZ: Zaman, zaman yıllık projeler yapıyorduk daha önce. Bu projelerin getirisi ile yardımlarımızı, etkinlik, eğitim, sağlık, spor ve konferanslarımızın bir bölümünü yapıyorduk. Bu projelerimiz genel olarak Gençlik ve spor bakanlığı tarafından onaylanan projelerdi. Diyarbakır Sur’da yaşanan olaylar ile birlikte tüm projeler askıya alındı ve bizlerde kamuoyunun desteğini talep ettik. İlginçtir, sesimize Diyarbakır ses olmazken sesimize soluk özellikle batı bölgeleri oluyor. Diyarbakır’ı tanımayan ama insanlığını yitirmemiş olan bu kimlikler bizleri hiç yalnız bırakmıyorlar. İşte İstanbul’dan, İzmir’den, Eskişehir’den, Ankara’dan Diyarbakır’da ki çocuğun feryadını duyan bu ince ruhlu güzel insanlar kardeşliği yaşatanlardır. Oysa ne çok isterdim Diyarbekirlinin Diyarbekirliye sahip çıkmasını. Hepsi boş söz, icraat sıfır. Oysa ki Halka hizmet, hakka hizmettir. Çok kişi bilirim hakkı unutmuş çoktan.

 

Güncelleme Tarihi: 24 Ekim 2016, 12:27
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER