Diyarbakır kürsüleri tarihe mi karışıyor

Diyarbakır'da yüzlerce yıldır bölgeye hizmet veren Tarihi Marangozcular Çarşısı'nda, onlarca el yapımı ürüne talep olmadığından dolayı, zanaat ürünleri tarihe karıştı. Tarihi çarşıda 67 yıldır alın teri dökerek, ömrünü bu zanaata veren 74 yaşındaki Mehmet Çeltik, 50-55 el yapımı ürünün üretilemez hale geldiğini belirtti.

Diyarbakır kürsüleri tarihe mi karışıyor
Yüzyıllarca marangozculuk alanında bölgenin talebini karşılayan Diyarbakır Tarihi Marangozcular Çarşısı'nda onlarca el yapımı ürün üretilemez hale geldi. Merkez Sur ilçesinin Hasanpaşa Hanı'nın arka sokağında bulunan Tarihi Marangozcular Çarşısı'nda hizmet kapılarını açık tutan ustalar, çırak ve kalfalarıyla beraber zamana direnerek zanaatlarını icra etmeye devam ediyor. Tahta beşikten tabuta, kar küreğinden kürsüye, takunyadan rahleye birçok el yapımı ürünü ustalar diri tutmaya çalışıyor. Bütün bu çabalara rağmen, 50'den fazla el yapımı ürün üretilemez hale geldi, tarihi çarşıda.

Tarihi çarşıya atılan ilk adımla tatlı bir atmosferle karşı karşıya kalınıyor. Ustasından kalfasına, çırağına kadar herkes tarihi çarşıda mutluluk veren bir uğraş içerisinde. Yontulan ağaçların toz parçacıkları ve kokusu, ustaların işlerinde aşkı konuşturmaları; insanı modern ve teknolojik hayattan sıyırarak tarihi tatlı bir atmosfere sürüklüyor.

Bu tarihi çarşıda; ancak bütün ustalar şu endişe içerisinde: Zamana direnerek bu mesleği ne zamana kadar daha icra edeceğiz. Şuan zanaatkârlara birkaç lokma kazandıran tek ürün kürsü.

Yedi yaşındayken bu mesleğe adım atan tarihi çarşının en eski ustası Mehmet Çirfti," 67 senedir bu çarşıdayım, bu meslek ile uğraşıyorum. Burası marangozcular çarşısıdır, burada eski ustalar vardı, o ustalarda kimse kalmadı, en eski kalan benim. " diyor.


1950'lerde Bu Çarşı Köylerin İhtiyacını Karşılıyordu

Çarşıda birçok usta yetiştiren Mehmet Usta, çarşıda daha önce birçok ustanın onlarca ürün yaptıklarını kaydederek, "67 sene önce burada çırak olarak başladım şimdi usta olarak bu çarşıdayım. 1950'de köylerin ihtiyacını karşılamak için her şey vardı burada. Bu çarşı ve bu sanatta 90-95 kişi kazma sapına kürek sapına, kar küreğine kadar eşya yapıp satardı." şeklinde konuştu.

Bizim Bu Sanatın Değeri Kayboldu

Tarihi çarşıda 50-55 el yapımı ürünün artık yapılmadığından yakınarak," Celal Bayar'ın traktör getirmesi ile bu sanat ta yok olmaya başladı. O zaman tarım aletleri çıktı bizim bu sanatın değeri kayıp oldu. Şimdi bizim bu sanatta olan kürsidir çocuk beşiği ya kazma sapıdır ya kürek sapıdır, ya kar küreği yapacağız. Şimdi ise bir iki yıldır cafe ve taziye evleri için sedir ve onların masalarını yapmaya başladık. 50-55 çeşit ortada kayıp oldu." ifadelerini kullandı.

Elimizde Sadece Kürsü Yapımı Kaldı

Türkiye'nin dört bir yanına kürsü yaparak gönderdiklerini ve ellerinde kalan ürünün kürsü olduğunu söyleyen emektar Mehmet usta konuşmasını şöyle sürdürdü: "Daha önce harman küreği vardı, şimdi ise motor, patoz, biçerler çıktı, onlar ile yapıyorlar. Damlardaki lokların ağaçlarını yani lokları çeken aleti bile yapardı. Artık bu tür şeyler kayıp oldu. Yaptığımız ürünleri Diyarbakır dışına da veriyoruz Van'a Silvan'a Muş'a, Cizre'ye Şırnak'a, Silopi'ye kadar gönderiyoruz. Depremden dolaylı Van'ı da kayıp ettik.

Şu aşamada elimizde sadece kürsü yapımı kaldı. Bizim imal ettiğimiz kürsüler her yerde var. Gittikçe bu meslek geriye gidiyor ileriye gitmiyor, yani meslek öldü. Yani artık sanatkar artık para zor kazanıyor. Epey malzeme satıyoruz ama para kazanamıyoruz, bu konuda çok zorluk yaşıyoruz.

Buradan Başka İllere Gidip Bu Sanat İle Uğraşıyorlar

Benim şimdi burada, bu çarşıda yetiştirdiğim 7-8 kalfa vardır. 5-6 yaşındaki çocuk benim yanıma gelip çalışmış, asker gidip gelmiş, bu işle uğraşıyor dükkân sahibi olmuştur. Buradan başka illere gidip bu sanat ile uğraşıyorlar şimdi ise yanımda 2-3 kalfa vardır."
Güncelleme Tarihi: 22 Kasım 2013, 15:32
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER