Yetim Ve Öksüz Hakkının Ağalarca Peşkeşine Devam!

Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesine bağlı Sevimli köyündeki anne ve babasız çocukların toprakları ağalarca işgal edildi. Olayın iletildiği İnsan Hakları Kurumu çocuklara sırtını döndü.

Yetim Ve Öksüz Hakkının Ağalarca Peşkeşine Devam!
Akçakale'nin Sevimli köyüne bağlı Gülpınar ve Demirci mezrasında bulunan topraksız 166 çiftçi aile, 2005 yılından bu yana kendilerine ücretli olarak tahsis edilen devlet arazilerine kavuşmak için mücadele veriyor. Ağaların işgali altındaki arazilerine kavuşamadıkları için her yıl ülkenin batısına giderek mevsimlik tarım işçiliği yapan bu köylüler, dokuz yıldır çalmadıkları kapı, başvurmadıkları merci kalmadı. Tüm yasal sürecin tamamlandığı halde arazileri veremediklerini itiraf eden devletin bu köylülere mazereti ise "sosyal huzursuzluklar yaşanır" şeklinde. Oysa asıl gerçek siyasilerin de desteğini alan üç ağanın huzurunu bozmamak.

İlk olarak Gazete İpekyol'un "Mevsimlik Zulmün Arkasında 'Ağaların İşgali Var!" manşetiyle geçen 29 martta yayımladığı 166 köylü ailenin uğradığı zulüm, köylülerin başvurduğu yetkili mercilerin yanı sıra Diyarbakır Cezaevi'nde tutuklu bulunan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan tarafından da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine getirildi. Ancak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in tüm başvurulara yanıtı aynı oldu: "Arazileri işgal eden ağaları çıkartırsak huzursuzluk yaşanır."

ÇOCUKLARIN DURUMU KOMİSYONA BİLDİRİLDİ
2005'den sonraki süreçte yine topraksız olan köylülerden Tosun ailesinde, zamanla hem annelerini hem de babalarını kaybeden 12 yaşındaki Nurcan Tosun ve çocuk haliyle bakmaya çalıştığı kendisinden küçük kardeşlerinin tek umudu bu araziler. Yaşlı dedeleri ve halalarının bakmaya çalıştıkları çocuklar kendi evlerinde, başlarında büyük olmadan yaşıyor. Mağduriyetleri giderek artan bu çocukların durumu Türkiye İnsan Hakları Kurumu Başkanlığı'na bildirildi.

KURUM ARAŞTIRMAYIP KOLAYA KAÇTI
İnsan Hakları Kurumu, konuyu kapsamlı bir şekilde araştırıp çocukların ve köylülerin yaşadığı mağduriyeti görmek yerine, işin kolayına kaçarak Tarım Reformu Genel Müdürlüğü'ne başvurdu. Köydeki arazi mağduriyetinin sorulduğu yetkili kurum ise, daha önceki ağaları çıkartamayacakları itirafını yeniledi.

REFORM: SOSYAL HUZURSUZLUKLAR ÇIKABİLİR
İşte İnsan Hakları Kurumu'nun başvurusu sonucu Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü'nün verdiği ve köylülere iletilen cevabın özeti: "Arazi Dağıtım Projesinin son aşaması olan Taahhütname, Borçlanma Senetlerinin Tanzimi ve İlan aşamasında; Sevimli Köyü'nde ikamet eden ve daha önce söz konusu arazileri tasarruf eden dağıtımın yapılmasını istemeyenlerin taleplerinin yanı sıra, hak sahibi olan çiftçiler tarafından da dağıtımın tamamlanması yönünde birçok kurum ve kuruluş nezdinde yoğun talepler olduğu ve sosyal huzursuzluklar çıkacağı endişesi Şanlıurfa İl Gıda Tarım Ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından intikal ettirilmiş olup, bu tür sosyal problemlere yol açılmaması nedeniyle projenin zamana yayılarak, problemlerin bertaraf edilmesinden sonra uygulanması, ayrıca 6487 Sayılı Kanunun 24. Maddesinin Geçici 5. Maddesine göre Mülga 1757 Sayılı Toprak ve Tarım Reformu Kanununa göre kamulaştırılan fakat bedeli ödenmeyen arazilerin iadesi yapılacağından, bahse konu Sevimli Köyü'nde dağıtıma konu arazinin iadeye konu olup olmayacağının tespitine yönelik yapılacak çalışmaları müteakiben projelerin tamamlanması yoluna gidilmesinin yerinde olacağı ilgili İl Müdürlüğüne bildirilmiştir."

'AĞALAR', HEM ÖKSÜZ HEM YETİM HAKKI YİYOR
Topraksız ailelerden her birinin ayrı bir hikayesi var ancak hem annelerini hem de babalarını kaybeden altı kız kardeşin hikayesi en yürek burkanlardan. Yaşlı bir dede ile bir halanın sahip çıkmaya çalıştıkları bu çocuklar kendi başlarına anne ve babalarından kendilerine kalan evde yaşıyor. Beş kız kardeşe hem annelik hem babalık yapmak ise onlardan sadece birkaç yaş büyük olan 12 yaşındaki Nurcan ablalarına kalıyor. Mevsimlik işçi olarak çalışan ve yaşları 12 ile 4 arasında değişen bu çocukların yıllık Kazancı ortalama bin lira. Bütün bir yıl bununla geçimini yapmaya çalışan çocuklara aç kaldıkları zaman köydeki hayır sahipleri yetişiyor. Yemeklerini yapan ise halaları. Ama genelde evde tek başına kalıyorlar. Gece korkunca birbirlerine sarılarak yatıyorlar. İşte 12 yaşındaki çocuğun kendi anlatımıyla yürek parçalayan hikayeleri…

Nurcan TOSUN:
"Bize halam bakıyor. Annem ve babam dört yıl önce öldüler. Dört kardeş okula gidiyoruz. Ben 6ıncı sınıfa gidiyorum. Bize hayırseverler bakıyor. Başka illere tarlalara pamuk toplamaya gidiyoruz. Akşam yemeklerini yaparken halama yardımcı oluyorum. Özellikle kardeşlerimin sabah ve öğlen yemeklerini ben yapıyorum. Kardeşlerim acıkınca ben doyurmaya çalışıyorum. Gece gök gürültüsü olduğu zaman en küçük kardeşim çok korkuyor. Birbirimize sarılarak uyuyoruz."

Hatice TOSUN (Çocukların halası):
"Babam yaşlı ve hasta torunlarına ve bize bakamıyor. 40 dönümlük tarlamız var ama bize vermiyorlar. Verseler belki geçimimizi yapacağız ama bu halde perişanız. Başka illere tarlalara gidiyoruz pancar veya pamuk topluyoruz. Bizin köyümüzde iş yok. Başka tarlalara gidiyoruz ve bu çocukları da götürüyorum. Bu çocuklara günlük 5-10 lira para ödüyorlar. Bir yıllık çalışmamızla bir milyar para kazanıyoruz. Bu bir milyarla bir yıl geçinmemiz gerekiyor. Yapamıyoruz ve komşularımızın sayesinde bugün yaşıyoruz."

Halil TOSUN (Çocukların dedesi):
"Sekiz yıldır tarla sahibiyiz ama kendi arazimize gidemiyoruz. Ekip biçemiyoruz. Benim 39 dönüm arazim var. Ama kimin yiyip kimin içtiğini bilmiyoruz. Gidip geliyoruz devlete ha yarın ha öbür gün diyorlar günler öyle geçiyor. Bu zamanda çiftçilik de ölmüş zaten. Mahsul çok ucuz ama ne yapalım kendi toprağımızdan bile haberdar değiliz." 

HABERLER

Güncelleme Tarihi: 08 Ocak 2014, 12:24
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER