‘KANIMIZA DOKUNUYOR’

15 Temmuz’da gerçekleşen hain darbe girişi sırasında kardeşi Erkan Yiğit ile yeğeni Alper Kaymakçı’yı şehit veren ve diğer kardeşi gazi olan Volkan Yiğit’in ağabeyi Ak Ocaklar Derneği Genel Başkanı Hakan Yiğit, aradan geçen süre içerisinde gördükleri bazı manzaraların değişmediğine dikkat çekti. Yiğit, kendilerini dışlayanların varlığına işaret ederek, bedelini kendilerinin ödemesine rağmen tahliye edilen FETÖ mensuplarını gördüklerinde kanlarına dokunduğunu belirtti ve sordu: “Şimdi bu şahıslar ile karşı karşıya gelince ne olacak?”

‘KANIMIZA DOKUNUYOR’

 Kısa adı AKOD olan Ak Ocaklar Derneği Genel Başkanı Hakan Yiğit, 15 Temmuz’u ve sonrasını değerlendirdi. Yiğit, 15 Temmuz’u unutturmamak için ellerinden geleni yapacaklarını belirterek şunları kaydetti: “Ak ocaklar derneği 30 Eylül 2014 tarihinde Genel Merkezi Ankara’da olmak üzere bir avuç Anadolu insanının, vatanına, milletine, dinine hizmet etme maksadı ile inandığı bir dava, inandığı bir sevda noktasında, ırkçılık, mezhepçilik yapmadan, memleketime nasıl katkı sağlayabilirim, faydalı olabilirim diyen bir gurup arkadaş tarafından kuruldu. Daha sonra ki süreçlerde o kadar çok badireler atlattık ki birçok kesim, dinamik ve kitlelerden çok darbeler yemiştir, bazı siyasi kesimlerden gördüğümüz sıkıntılar ise had safhalara çıkmıştır. Bu nedenle 15 Temmuz’da bunu çok iyi gördük ki bu sıkıntıların sebepleri çok net herkes tarafından da görülmüştür. Bugün birçok STK’nın inandığı davalara hizmet ettiğini düşünürsek onlar yapınca STK, özgürlük, sivil inisiyatif,  biz yapınca ki hedef 2023 diyerek Sayın Cumhurbaşkanımızı destekliyoruz, her zaman dik duruş sergiledik, sonuna kadar da sergileyeceğiz, şahadet ise bunu da gerekirse içeceğiz diyerek kurulan bir STK’yız. Ama velakin karar zihniyeti olanlar, maalesef oturduğu makamın ağırlığını taşıyamayanlar, verilen görev ve sorumluluğu yerine getiremeyenler, maalesef bir şekilde siyasi partilerde görev almış fakat bu görevlerini sen, ben, onlar diyerek halkı dışarıda gören kişilerin taarruzlarına maruz kalmış bir STK’yız. Aslında birçok kesimi rahatsız eden Ak Ocaklar Derneği bir dava hareketi olarak doğmuştur ve hiçbir siyasi partinin arka bahçesi değildir, sadece inandığı lidere ve davaya hizmet etmektedir.”

 

’15 TEMMUZ AKŞAMI NEREDEYDİLER?’

15 Temmuz’u sahiplenmek isteyen birçok kesimin aslında o gece hiç görülmediklerini söyleyen Hakan Yiğit: “Türkiye’de siyasal dava STK’ları genelde sol ve marjinal guruplar tarafından çok daha fazla ilgi ile yapılmakta. Sağ taraftan baktığınız zaman bizler gibi gençlerin bir araya gelmesi ve bir şeyler yapmak istemesi özellikle birçok siyasi partiden önce uğruna gittiğimiz ve canımızı bedel olarak ödediğimiz kişiler tarafından dışlanmamız, hakir görülmemiz ve bu gün bizi görenlerin de şu an ne halde olduğunu bizim görmemiz, asla bu gemiyi terk etmeyeceğiz duruşunu göstermemiz bunun göstergesi olmuştur. Alçak, hain 15 Temmuz karalık gecesinin sabahında Ak ocaklar derneğinin bireyleri başta Ankara’da Cumhurbaşkanlığı külliyesi ve Ak Parti Genel Merkezi olmak üzere ilk sahaya çıkan tek STK’dır ve sabaha kadar cihat noktasında da ölüme şahadet etmekte olup alanı asla terk etmemiştir. Görülmüştür ki bizleri eleştiren birçok siyasinin, kişilerin, insanın orada olmadığı, milletin ta kendisi olan, arka mahallenin çocuklarıyız diyerek kendilerini adlandırdığımız, bir çıkar amacı kullanmayan, sadece öz vatanında özgürce yaşayacağı, kanımın sonuna kadar mücadele edeceğim diyen bir avuç Anadolu adamı o gün olmaları gereken yere gitmiştir, tanklara, toplara, kalleşlere inat karşı dik durmuştur. Atılan bombalar ve sıkılan mermiler sonucu 2 şehit, 1 gazi veren tek STK Ak Ocaklar derneği olmuştur.” Dedi.

 

 

‘O GÜN, BU GÜN NE DEĞİŞTİ?’

15 Temmuz öncesi kendilerinden uzak duran kesimlerin yanaşmaya çalıştığının da altını çizen AKOD Başkanı Hakan Yiğit, konuşmasını şöyle sürdürdü: “O gün, bugün ne değişmiştir hayatınızda diye sorulacak olur ise bizden kaçanlar, bizimle olmaktan imtina edenler, bunlar bizim çocuklar diyerek yanımıza sığınmak istemeleri, sadece resim kareleri çekmek için gelenleri gördükçe nefret eder hale geldik. Şunu çok samimi söylüyorum, bu süreçten sonra bizlere, ailelerimize, şehitlerimize sahip çıkan tek kişi Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan ve onun ailesi oldu, yalnızlığımızı bize belli etmemiştir, bakanlık bu konuda her türlü desteğini ailelerimizden eksik etmemiştir. Burada bir kez daha devletin ne kadar yüce olduğunu herkes görmüştür, böyle bir devlete hizmet etmekte ayrı bir gururdur. Bu süreçte bir sürü tutuklamalar olmuştur, hainler, alçaklar, içimizdeki, dışımızdaki şarlatanlar gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. Bununla birlikte birçok insan gözaltına alınıp cezaevlerinin yolunu tutarken, birçok insanın soruşturma aşamasında olanların var olduğu bilinmekle birlikte hala piyasada karşı karşıya, burun buruna geldiğimiz insanlar vardır. Çok tehlikeli bir durumla karşı karşıya bırakılmışız, çünkü bir tarafta eşini, kardeşini, çocuğunu hakkın rahmetine kavuşarak ortada bırakılan bizler gibi aileler ile bizlere kurşun sıkanlar ve bunlara yataklık yapanlar var, karşılıklı bir kinleşme var ortada. Biz 9 aydan bu yana ülke genelinde seminerler yaparak 15 Temmuz’u unutturmayacağımızı ve suçluların cezalarını çekmeleri gerektiğini söyledik, söylemeye de devam edeceğiz. 16 Nisan’da evet dememizin sebeplerinden biride idamlar geri gelsin diye, suçlu kimse cezasını çeksin. 5–10 yıl sonra iktidar değişikliği olabilir, ne geleceğini kimse bilemez, çıkarılabilecek yasalarla bu insanlarla karşı karşıya gelebiliriz. Eğer benim kardeşimi vuranların, ailesini öksüz, dul, yetim bırakanların bugün sokakta kalması, cezalarını çekmemesine yaşarken ölmemiz demektir.”

 

‘ARTIK HERŞEY GÜN YÜZÜNDE’

15 Temmuz’dan sonra birçok kesimin aslında iç içe girmiş girift ilişkilerinin alenen ortaya çıktığına da işaret eden Yiğit: “Bugün bir çok siyasinin bu örgütlerle iç içe olduğu artık gün yüzüne aşikar bir biçimde çıkmıştır. Biz bu insanları yıllardır biliyoruz, bizleri de aralarına katmayışlarının nedeni de kendilerinden, zengin, burjuva, entel, dantel olmamamızdır. Peki, bu insanları bizler bilirken bunu görememeleri sonuçları buraya kadar getirmiştir. En aşağıdaki adamın tutuklanması bir şekilde onu orada tutan zihniyetler kimlerse önce onların ifade vermesi gerekir, çaycıyı, çorbacıyı almak değil mesele, onları oraya koyan kim? 15 Temmuz’u ağzına sakız edenlerin bir bölümü emin olun o gece hiçbir şekilde orada olmayan insanlardır. Herkes bir şekilde susmaya başladı fakat biz susmayacağız, 15 Temmuz’u unutturmayacağız. 15 Temmuzu unutturmamak adına Ak ocaklar olarak adını 15 Temmuz Anadolu Kardeşliği Ocakları olarak değişiklik yaparak tüzük değişikliğine gittik. Çünkü 15 Temmuz unutturulmak için insanlar elinden gelen gayret gösteriyorlar, sahte gözyaşları dökerek, sırtımızı okşayarak, gülüp geçerek bu işler olmaz. Ben 15 Temmuz şehit ve gazi abisi ve bir STK başkanı olarak birçok kuruma gittiğimizde ya da birçok siyasiyle görüştüğümüzde kapılarını hala bizlere kapatan insanlar var. Bu ne mantığa geliyor sizce? Ağababaları tahliye oluyor, içerdeki hasta oluyor. Hapisten kurtulmak isteyen bu çakallar 15 Temmuz’dan önce hasta değimliydi? Hepsi 15 Temmuz’dan sonra topluca hasta oldu, biz bunlara inanmıyoruz, bunun için de bu şaklabanlara karşı da biz elimizden geleni, bu çakalları, 15 Temmuz’u ve sonrasını unutturmayacağımızın bilinmesini istiyoruz.” Dedi.  

Güncelleme Tarihi: 24 Mayıs 2017, 09:29
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER