Davutoğlu'ndan flaş genel af açıklaması

Başbakan Ahmet Davutoğlu, müzakere sürecinde genel af gibi bir konunun gündemde olmadığını söyledi.

Davutoğlu'ndan flaş genel af açıklaması
 Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecinde gelinen noktanın oldukça pozitif olduğunu söyleyerek gelinen noktada tarafların sorumlulukla ve son derecede dikkatli hareket etmesi gerektiğini söyledi. Önceliğin kamu düzeni olduğunu açıklayan Davutoğlu, silahın bırakılması gerektiğini ve bu konuda iyi niyetin ortaya konulması gerektiğini söyledi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecinde "genel af" gibi bir konunun görüşmelerde gündeme gelmediğini ve kendi gündemlerinde de bulunmadığını söyledi. ATV'de katıldığı canlı yayında konuşan Davutoğlu, "çözüm sürecinde" son iki haftadır olumlu bir hava yaşandığını ve buna her kesimin dikkat etmesi gerektiğini söyledi. 

"ORTADA TEK BİR TASLAK YOK"

Yapılan görüşmelerde "tek bir müzakere taslağının" bulunmadığını söyleyen Davutoğlu, HDP'nin de içerisinde bulunduğu tarafın hazırladığı bir taslığın olduğunu ifade eden Davutoğlu, hükümet olarak kendi isteklerinin de bulunduğunu söyledi. Davutoğlu canlı yayında şunları söyledi;

"Müzakere taslağı konusunda tek bir taslak yok. O tarafın hazırladığı taslak var bizim istediklerimiz var. Muhalefet her fırsatta karşı olduklarını söylüyorlar. Bugüne kadar hangi hususa dikkat çeksen o hususu dumura uğratmak için uğraşıyorlar. Çözüm süreci Türkiye Cumhuriyeti'nin yüz yıllık tarihinin, en önemli konusu haline gelmiştir. Muhalefet dahil her kesimle bu konuda görüşülebilir. Vakti geldiğinde bunlar paylaşılır.


45.20141226220419.jpg

"ORTAK TASLAK İÇİN ÇALIŞILIYOR"

Bizim öncelikli olarak ele aldığımız konular karşı tarafın gündeme getirdiğ ikonular var. Müzakere sürecinde, ortak bir taslak hazırlanmaya çalışılmaktadır. Önemli olan bu hususların görüşülebilir hale gelmesidir. MİT müsteşarımızın adaya gidişleri, heyetlerin gidip gelmesi. Yani yeni başlayan bir süreç değil. Oslo görüşmeleri var. Son 1.5 yıldır aslında son iki yıldır doğrudan görüşmelerde milli bir çözüm hale getirilmesidir.Bunların süratle çözülmesi için gerekli adımların atılması gerekiyor. İki kez bu konuda yavaşladı. Birincisi söz verildiği halde silahların bırakılması. Çözüm sürecinde önemli bir aşamaya gelindiğinde akamete uğruyor. İşte Gezi Parkı olaylarıdır. Atılması gereken adımlar ertelendi. 30 Eylül'de demokratikleşme paketi açıldı; ancak silahların bırakılması konusunda ilerleme sağlanamadı.

"TREN RAYINA OTURDU"

6-7 ekim olayları çıkartıldı. Şimdi biz tekrar treni raya oturduk, bu treninin hedefe ulaşması için herkesin üzerine düşmesi gerekiyor. Somut bir sonuca ulaşmak için önemli bir adım atıldı denilebilir.

"ŞİDDET KULLANARAK SİYASİ TALEP DOĞRU DEĞİL"

Biz halkımızla bu ve benzer süreçlerde, türkiye'de demokratikleşmenin derinleşmesi için her adımı atarız. Şiddet kullanarak siyasi hak talebinin bittiğinin ilan edilmesi gerekiyor. Esas mesele, odaklandığımız konu bu. Bu gerçekleşirken karşılıklı hangi adımların atılması gerekiyor bu görüşmelerden ortaya çıkacaktır.

"SEÇİMLERDEN ÖNCE SONUCA ULAŞILABİLİR Mİ?"

Kesinlikle seçimlerden önce önemli bir noktaya gelinebilir. Bunu bana 1 Ekim'de sorsaydınız kesinlikle diyebilirdim. Sonrasında ortaya çıkan olaylar bize bazı şeyleri gösterdi. Biz heyecanlıyız, kararlıyız; ancak terbirli biçimde bu konuyu götüreceğiz.

"İZLEME HEYETİ OLACAK MI?"

Akil insanlar heyetinin kanaatini almıştır. Akil insanlar heyeti içerisinde böyle bir süreç götürelebilir. Omurgası oradan oluşabilir. Yeni isimler gelebilir; ancak onlar bu konuyu daha iyi biliyor. Nereye gitersek, yerel kanaat önderleriyle görüşülecek. Mesala Hatay'da da değişik toplum çevreleriyle oturup konuşacağız. Eşit vatandaşlık, özgürlükçü biçimde oradan sonuç çıkarmaya gayret edeceğiz. Süreci takip anlamında olabilir ama bu konuda alınmış bir karar yok.

"AVCI KARARI PARALEL YAPININ MESAJIDIR"

Hanefi Avcı konusunda hala bizim gücümüz devam ediyor mesajı var. Hanefi Avcı bir takibata uğradı. Yargıtay'da da sanki acelesi varmış gibi bir sonuca ulaşıldı. Bunun zamanlaması, tam da Yargıtay'da yapılanma süreci başlamışken, son derece sembolik bir davada böylesine bir karar alma, biz buradayız, ve hesap görürüz mesajı verilmeye çalışılıyor.

Bu aydınlar önce bunu sorgulaması lazım. Sadece fikir beyan ettiği için. Şimdi görülüyor ki bu son paralel yapı, emniyet ve yargıda öyle öbeklenmiş ki kendisine eleştiri getirenleri mümkünse tasviye etmeye çalışıyorlar. Hanefi Avcı ve Tahşiye grubu için alınan kararlar aynıdır. 

"17-25 ARALIK BAŞARILI OLSAYDI..."

Eğer Hanefi Avcı, bu kitabı yazmasaydı başına bu gelebilir miydi? Eğer 17 ve 25 Aralık süreçi başarılı olsaydı, örgüt üyesi ilan edilebilir, belki şu an Hanefi Avcı gibi suçlanıyor olabilirdik. MİT operasyonlarına yapılan soruşturmalarda önce MİT Müsteşarı'na sonra da bu kararı alan mekanizmalara karşı bir operasyon başlatılacaktı. Peki böyle bir darbe teşebbüsü başarılı olup, bize karşı şiddet uygulandığında şu veya bu biçimde onlara yakın olanlar rahat olabilecekler miydi?

EKREM DUMANLI'NIN MEKTUBU

Böyle bir mektup bize ulaşmadı. Bir yıldır bu bahsi geçen yayın organları her gün Sayın Cumhurbaşkarımıza, bizlere söylenebilecek en ağır şeyleri söylüyorlar. Her türlü haberi yapıyorlar. Herhangi bir sınırlamaları var mı? Gazetelerine el mi konuldu? Kendileri böyle şeyleri çıkarak, tahrik ediyorlar. Gerçekten üzülüyorum. Bu gazetelerin bu hale gelmesi için o kadar masum insanın helal parası var ki... Anadolu'dan ne paralar toplandı. Bu yayın organların üzerinden hayırlar yapılacak diye. Tanıdığımız inlarlar bunlar. 

GÜLEN HAKKINDA KIRMIZI BÜLTEN

Hukuk devletinde kimsenin insiyatifi yoktur. Herhangi bir işlemle ilgili belli bir prosüdürü var. Gereken neyse yapılır. Yani Türkiye'de herhangi bir şahıs için yapılacak işlem neyse Fethullah Gülen'e de o yapılır. Kimsenin pozitif ayrımcılıkla imtiyazlı görünmesine tahammül göstermeyiz. Normal süreç neyse kırmızı bülten konusunda o ilerliyor. Sonucunda herkes de hesabını verir. Yurtdışında olmak ya da şu veya bu vasfı taşımak gibi bir imtiyaza sahip olamaz. 

"ABD'DEN GEREĞİNİ YAPMASINI BEKLERİZ"

Ülkeler arasında bu konuda anlaşmalar vardır. ABD'den bu konuda gereğini yapmasını bekleriz. Objektif konular neyse o ilerleyecektir.

TİB TARTIŞMALARI

Böyle bir kurum zaruridir. Ama bu kurumun yeniden yapılandırılması da zarüridir. Örgütlü biçimde iletişimleri kullanan hiçbir faaliyetin olmayacağı tedbirler alınacak. Herhangi biçimde devlet kurumunda bunlar olmayacak. Maalesef bunlar istismar edilmiştir. Bir daha böyle bir ağ ile iletişim imkanları kullanarak devlet otoritesi kullanıralarak birileri bir masaya oturup telefonları dinleyip, o irtibatlar üzerinden tehdit faaliyetlerine izin vermeyeceğiz."
Güncelleme Tarihi: 27 Aralık 2014, 00:14
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER