"BUNDAN ÖNCEKİ SÜREÇLERDEN FARKLI"
Zana, "İmralı Barış Süreci'nin bundan önceki barış teşebbüslerinden farklı, iki gerçek muhatabın, iki liderin bizzat bu süreci yürütmeleridir. Türk kamuoyu üzerinde Başbakan Erdoğan'ın etkisi nasıl tartışılmazsa, Kürt kamuoyunda da Sayın Öcalan'ın etkisi tartışılmaz" sözleriyle dikkat çekti. Zana, Çözüm Süreci'ne yönelik desteğini, "İmralı Barış Süreci, Türkiye'de pek çok ezberi bozdu ve statükoyu sarstı. Üç dönemdir iktidarda olan AKP yavaş, aksak ve eksik de olsa cumhuriyet tarihi boyunca Kürt meselesinin çözümü yolunda en cesur adımları atmakta ve diyalog mekanizmalarını işletmektedir" diyerek sürdürdü.
"GELECEK İÇİN UMUT VERİCİ"
"Gerçekçi müzakereler başlasın" çağrısı yapan Zana, "Hükümet, muhataplık meselesinin gerçekçi bir şekilde ele aldı. İmralı ve Kürt Özgürlük Hareketi ile eşzamanlı diyalog mekanizmasını işletmesi anlamlı ve gelecek için umut vericidir. Ancak PKK'nın sosyal ve siyasal hayata dahil edilmesi, Öcalan'ın koşulları gibi ana başlıklarda gerçekçi adımlar atılmaması sürecin ciddiyetinin sorgulanması anlamına gelecektir" dedi.
Avrupa Parlamentosu'nda (Ap) aşırı sol grubun ev sahipliğinde düzenlenen "10'uncu Uluslararası AB, Türkiye ve Kürtler" konulu konferansa katılan Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, "Kürt-Türk barışı gündeme geldiğinde Türkiye tam bir korkular cumhuriyetine dönüyor. Bu fotoğrafın bir tarafında çözüm isteyenler, diğer tarafında ise çözümsüzlüğü dayatanlar var. Üç dönemdir tek başına iktidar olan Ak Parti, yavaş, aksak ve eksik olsa bile cumhuriyet tarihi boyunca Kürt meselesinin çözümü yolunda en cesur adımları atmakta ve diyalog mekanizmalarını işletmektedir" dedi.
Zana, "Önceki barış teşebbüslerinden farklı olarak hükümet muhataplık meselesini gerçekçi bir şekilde ele aldı. İmralı ve Kürt özgürlük hareketiyle eş zamanlı diyalog mekanizmasını işletmesi anlamlı ve gelecek adına umut vericidir" ifadesini kullandı.
CESUR ADIMLAR ATILIYOR
Çözüm sürecinin Türkiye'de pek çok ezberi bozduğunu ve statükoyu sarstığını vurgulayan Zana, bugüne dek birbirini anlamayla ve güven artırıcı adımlarla ilerleyen süreçte artık gerçek müzakerelerin başlaması gerektiğini belirtti.
Atılan olumlu adımlara rağmen Kürt meselesinde pek çok hayati konunun çözüm beklediğini dile getiren Zana, demokratik bir anayasanın mutlaka hayata geçirilmesi, hasta mahkumların derhal serbest bırakılması, Terörle Mücadele Kanunu'nun bir an önce değiştirilmesi, "siyasi tutsakların özgürleşmesi için adımlar atılması", "Roboski katliamının bir an önce aydınlatılması" ve Kürtçe anadilde eğitimin yasal güvenceyle hayata geçirilmesi, eğitim müfredatının etnik ayrımcılıktan arındırılması, Kürtçe kamusal hizmet için yasal altyapının hazırlanması ve "barışı inşa edecek taraflara eşit koşullar sağlanması" çağrısında bulundu.
BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak ise Kürtlerin yaşadığı trajedilerde Avrupa'nın tarihsel sorumlulukları bulunduğunu ve çözüm sürecinde olumlu rol oynamasının bu sorumlulukların gereği olduğunu söyledi.
KÜRTLERİN YAŞADIĞI ALANLAR
Kışanak, yeni anayasa hazırlığının akim kalmasında Ak Parti'nin uzlaşma komisyonuna "Kürt sorununu çözecek, temel hak ve özgürlükleri güvence altına alacak ve devleti normal bir hukuk devleti haline dönüştürecek hiçbir öneriyle gelmemesinin" önemli rol oynadığını savunarak, kendilerinin hazırladığı anayasa taslağının "Türkiye'nin 21'inci yüzyıl vizyonunu oluşturabileceğini" ileri sürdü.
Konferansa katılan aşırı sol AP üyeleri de Avrupa Birliği'ne, PKK'yı terör örgütleri listesinden çıkarması çağrısında bulundu.
DİYARBAKIR SÖZ GAZETESİ
Güncelleme Tarihi: 05 Aralık 2013, 18:04
