'DOĞA BİZE SESSİZCE SESLENİYOR'

AHMET BEŞENK Diyarbakır son yıllarda bilinçsiz yapılaşma nedeni ile yeşil alan noktasında can çekişmeye başlarken, bilinçsiz avlanmalar nedeniylede birçok vahşi yaşamın nesli tüketilircesine kıyım yapılıyor. Bölgeye has hayvanların bir bölümünün nesli tükenme noktasına gelirken doğa anada haykırarak sesini duyurmaya çalışıyor. Betonarme bir dünyanın dikeysel yükselişi doğa ana tarafından nasıl karşılanıyor? Yeşil örtünün tahribine tepkisi ne, acısını nasıl dillendiriyor? Diyarbakır’da doğal hayat nasıl sürdürülüyor? Yaban hayvanlarının tedavisi ile ilgili klinikleri nasıl oldu da Şanlıurfa iline kaptırdık ve daha birçok konuda Doğa koruma, milli parklar il şube müdürü Erdal Seven ile söyleştik. İşte o söyleşiden ve serzenişten bazı başlıklar:

'DOĞA BİZE SESSİZCE SESLENİYOR'

 BEŞENK: İşin içinde doğa olduğu için işinizi severek yapıyorsunuz. Gözlerinizi kapadığınız zaman doğa ana size nasıl sesleniyor? Neler hissediyorsunuz?

 

SEVEN: Doğanın çığlıkları bazen çok güzel bazen de acı veren, ağır ve içimizi acıtan bir ses olarak geliyor. Doğa serzenişini birçok biçimde bizlere naklederken özellikle de doğaya yapılan tahribatlar ile yaban hayatı noktasında çok fazla dilleniyor. En çokta bilinçsizlik vuruyor doğayı. Bilinçsiz avlananlar, ağaçlara kıyanlar ve daha birçok şey var doğanın bize haykırmasına neden. Bu ve benzer sebeplerdendir ki kurum olarak biz ilkokul seviyesinden başlayarak 4 yıldan bu yanı eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yapmaya başladık öğrencilerimize, nede olsa ağaç yaşken eğilir. İl Milli Eğitim müdürlüğünün desteği ile birlikte mühendis arkadaşlarımız okullarda sunumlar yapıyor, el broşürleri veriyor ve doğa sevgisinin güzelliğini aktarmaya gayret ediyoruz. Son iki yıldır bu çalışmalarımızın verimini almaya başladık. Öyle ki çocuklar aile bireylerinin bilinçsiz ağaç kesimlerine veya avlanmalarına müdahale etmeye başladı.

 

BEŞENK: Çevremizde ve ülkemizde birçok bölgede tabiat parkları var ve hızla açılmaya da devam ediyor. Kadim şehrimiz olan Diyarbakır’da neden yok, niye geriyiz bu konuda?

 

SEVEN: Evet haklısınız, bu noktada ciddi bazı çalışmalar yapıyoruz. Diyarbakır’da coğrafi anlamda bölge müdürlüğümüz ile birlikte çok yer araştırdık, en son peygamberler kabirlerinin olduğu ve son zamanlarda turizm noktasında adından söz ettiren Eğil ilçemizde peygamber kabirlerinin hemen yanında bulunan bir orman arazisinin tahsisini aldık. Şu ana kadar Diyarbakır’da olmaması iç acıtıcı bir şey ama buna karşılık Eğil ilçemizde yaklaşık 127 Dekar alanda bir arazi tahsisi yaptık ve tüm yazışmaları bitti. Bu sene programlar dâhilinde Diyarbakır’a bir tabiat parkı kazandıracağız. Bir yeri bitirmemizin ardından yeni yer arayışlarına giderek sayılarını artıracağız.

 

BEŞENK: Kentin büyümesi sırasında genişleyen ve önü alınamayan bir betonlaşma söz konusu, buda yeşil alan tahribatının en önemli nedenlerinin başında. Bu hızlı negatif gelişime karşı neler söyleyebilirsiniz?

 

SEVEN: Tabi bu bizi de direkt olarak etkiliyor. Tahribatların bilinçsiz bir şekilde yapılması yaban hayatını da olumsuz etkiliyor. Bu bir kısır döndü aslında. Doğadaki insan, hayvan, ağaç, ot hatta yerdeki göremediğimiz en ufak bir taşın bile doğada artısı vardır. Bunlardan herhangi biri oradan çıkartıldığı zaman denge bozuluyor. Özellikle son dönemlerde yeni yapılaşmanın yoğun olduğu Diclekent bölgesinde yaban hayvanlarımızdan Kartal, Şahin, Baykuş gibi çok örnek verebileceğimiz hayvanlarımız zarar görmekle birlikte çok sayıda da binalara çarpmak sureti ile yaralandıklarını biliyoruz ve topluyoruz. Tabi ki bu imar planlaması noktasında geneli ilgilendiren bir durum olduğundan tüm bürokratlarımıza görev düşüyor ve ellerini taşın altına koymaları gerekliliğini ortaya koyuyor. Evet, insanı düşüneceğiz ama bu arada da doğayı da göz ardı etmemek gerekiyor.

 

BEŞENK: Son olarak sizin idealiniz nedir?

 

SEVEN: Benim zihnimdeki idealim, kendi kurumumla ilgili olarak birçok tabiat ve milli park, insanların yararlanabileceği yeşil alanlar, geleceğimiz olan çocuklarımızın daha rahat nefes alabileceği bir ortam yaratmak, Hayvan sevgisini aşılamak isterim. Bir idealim de kendi kurumumun bahçesinde en azından canlı olmasa dahi yaban müzesi yapmak isterim. Yaban hayatını çocuklarımız bilmiyor ama en azından öğrenebilirler

Güncelleme Tarihi: 25 Ocak 2016, 13:35
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER