İçten’den Ali Emiri’nin 90. Ölüm Yıl Dönümü Açıklaması

Adalet ve kalkınma Partisi (AK Parti) Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, ‘Divan-ı Lugat it Türk’ eserinin sahibi Ali Emiri’nin 90. ölüm yıl dönümü ile ilgili açıklamalarda bulundu.İçten, Emiri’nin, henüz 6 yaşındayken hafız olmuş...

İçten’den Ali Emiri’nin 90. Ölüm Yıl Dönümü Açıklaması
Adalet ve kalkınma Partisi (AK Parti) Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, ‘Divan-ı Lugat it Türk’ eserinin sahibi Ali Emiri’nin 90. ölüm yıl dönümü ile ilgili açıklamalarda bulundu.

İçten, Emiri’nin, henüz 6 yaşındayken hafız olmuş bir Diyarbekir çocuğu olduğunu söyledi. İçten, “Bugün ölümünün 90.yılını idrak ettiğimiz Ali Emiri efendi, 1857 yılında Diyarbakır’da doğmuştur ve Seyyid Mehmet Şerif Efendi’nin oğludur. Daha çocuk yaşlarda kitaba olan ilgisi babasının dikkatini çekmişti. Bu durumu gören babası oğlunun ticaret yapamayacağına kanaat etti. Ve oğlunun okuması için ona imkan tanıdı. Ve Ali Emiri’nin bir katip olarak, bir akademisyen, bir şair ve koleksiyoncu olarak sürdürüp Divan-ı Lügat İt Türk’ü bize kazandıracak uzun yolculuğu da başladı. Evet, Ali Emiri efendi, peygamberler ve sahabeler şehri olan, kültürün, sanatın kadim coğrafyası Diyerbekir’in yetiştirdiği nice büyüklerimizden bir büyüktür. Ve bir Kürt alimi olarak hem Türklerin hem de dünyanın kültür tarihini değiştiren 'Divan-ı Lugat it Türk’ü bizlere kazandırmış hem de bugünkü 'Halk kütüphanelerinin' temelini atmıştır. Anlayacağınız Ali Emiri Efendi, hayatını gerçek anlamda kültüre, sanata, kitaplara ve milletine vakfetmişti. Hiç evlenmedi. Kimseden bir beklentisi olmamış, padişahların karşısına çıkmış ve doğru bildiğini söylemekten asla çekinmemişti. Ezberinde 200 bin beyit olduğu bilinir. Yani ayaklı bir kütüphane ve eşi bulunmaz bir alimdi. Ali Emiri Efendi de tek başına bir milletti. Çünkü bütün himmetini milleti için harcamıştı. Kendisinin çok önemli iki isteği vardı. Birisi, ömrü boyunca topladığı 15 bin ciltlik kitap hazinesini canından çok sevdiği milletine bağışlamak, diğeri de çok sevdiği ve hayran olduğu Fatih Sultan Mehmet’in yanına defnedilmekti. Nitekim bu iki arzusuna da kavuştu. Kütüphanenin ismi için kendi adı teklif edildiğinde, müthiş bir tevazu göstererek, bu teklifi kabul etmedi. Kütüphanenin ismi “Millet Kütüphanesi” oldu. Bugün ülkemizin her ilindeki “Halk Kütüphaneleri”nin kurucusu ve önderi hiç şüphesiz Ali Emiri Efendi’dir. İşte bu sebeple Ali Emiri Efendi’dir. Geçmişin kültür mirasını, özellikle de kırılgan parçalarını zamana meydan okuyarak günümüze taşıyan kahramanlardır kültürü kültür yapan. Ölümünün 90. yılında sevgi, rahmet ve saygıyla andığımız Ali Emiri efendi de bu kahramanlardan sadece biridir. Ülkemiz, sayısız edebiyat devine, kültür-sanat aşığına vatan olmuştur. Ali Emiri Efendi bu aşıklardan sadece biridir. Büyük bir kürt alimi olan Ali Emiri Efendi, dünyadaki ilk Türkçe sözlüğü bizlere hediye etmiştir. Ali Emiri’nin milliyetçiliği Kültür milliyetçiliğidir. Asla kavmiyetçilik yapmamış, insanları kültür-sanat ve İslam paydasında toplamıştır. Biz AK parti olarak, bu kültür görevini teknolojiyle birleştirip bugün elektronik kitaplarla dolu kütüphaneleri çocuklarımızla buluşturup, onları dünyayla entegre ediyoruz. Bir Diyarbekir aşığı ve Allah’ın inayetiyle milletvekili olarak kanaatim odur ki: İçinde bulunduğumuz 'Çözüm Süreci'nin belki de en ihmal edilen ayağı bence Kültür Sanat ayağıdır. Bunu bir kere daha buradan hatırlatıyor ve 13 yıl önce şehit edilen Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan’ı da rahmetle anarak sizleri saygıyla selamlıyorum” dedi.

Güncelleme Tarihi: 23 Ocak 2014, 18:16
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER