Diyarbakır’da 2006 yılı Mart ayında bir hafta boyunca aralıksız süren toplumsal olaylarda yolda geçerken polisin attığı gaz fişeği yüzüne değerek yaralanan Abdullah Yaşa, davayı AİHM’e taşıdı. AİHM’de görülen dava, dün karara bağlandı. Kararda Türkiye’nin Yaşa’ya 15 bin avro tazminat ödemesine karar verildi. Yaşa'nın geçtiğimiz yıl yaşanan açlık grevi eylemlerinde gözaltına alındıktan sonra şu an tutuklu bulunduğunu anlatan İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkan Yardımcısı Av. Reyhan Yalçındağ, bu kararın Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sunacak bir karar olarak gördüğünü ifade etti. Olayın yaşandığı tarihte Yaşa’nın 13 yaşında bir çocuk olduğunu anlatan Yalçındağ, “28 Mart 2006 tarihinde bir hafta boyunca Diyarbakır’da gerçekleşen toplumsal olaylarda 10 kişi yaşamını yitirmişti. Ölenlerin 7’si çocuktu. Yaşananlar çok vahim bir durumdu. Çocukların sokaklarda öldüğü kadar vahim olan diğer bir durum ise, hiçbir biçimde yaptığımız suç duyurularında hiç birinde sonuç alamadık. Yaşam hakkı gibi bir hakkın kutsal ve dokunulmaz bir hakkın ihlali karşısında kolluk görevlileri ne cazai ne de idari bir yaptırıma tutulmadılar. Tıpkı diğer onlarca olaylarda olduğu gibi. Abdullah Yaşa, olayın yaşandığı tarihte 13 yaşında bir çocuktu. Teyzesinin evine giderken yolda, polislerin halkın üzerine attığı gaz fişeklerinde bir yaralanma olayına maruz kalmıştı. Milimlik bir oranla hayatta kalabildi. Atılan gaz fişeğinde yaşamını da yitirebilirdi. Çünkü gaz fişeği direkt yüzünü isabet etmişti. Yaşa, bu olaydan sonda uzun bir süre tedavi gördü. Olayın ardında polise dava açılması bir tarafa, 13 yaşındaki çocuğa mukavemetten dava açıldı. Bu dava beraat ile sonuçlandı. Abdullah Yaşa, geçtiğimiz yıl açlık grevinde yaşanan olaylarda gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. Şu an cezaevinde bulunuyor. 4,5 yıl hapis ve 36 bin TL para cezası verildi” dedi.

“ATILAN GAZ FİŞEĞİ ORANTILI OLMADIĞINA KARAR VERİLDİ”

Av. Reyhan Yalçındağ, gaz bombası kullanımında AİHM çok kesin çizgiler çizmiş durumda olduğuna dikkat çekerek, AİHM, Türkiye’nin bu yönelimiyle işkence yasağını doğrudan ihlal ettiği kararına vardığını söyledi. Yalçındağ, “Abdullah Yaşa olayında atılan gaz fişeğinin asla orantılı olmadığı, aşırı bir güç olduğu ve ölümcül bir darbe olduğundan dolayı Türkiye mahkum edildi. En önemlisi ise, bundan sonra Türkiye’nin hızla gazla kullanımının keyfiliğinin önüne geçebilmesi için hızla yasal bir değişiklilik yapması üzerinde duruldu. Türkiye’nin mevcut uluslararası sözleşme ve insan hakları belgelerine göre kendini dizayn etmesi gerektiği, yasalarını buna göre belirlemesi ve herkesin toplantı ve gösteri yürüyüş yapma hakkına sahip olduğu ama onlara yönelik de böyle canlarını acıtıcı, öldürücü darbelerle yönelmemesi gerektiği belirtildi. Umarım bu karar, Türkiye’nin demokratikleşmesi için önemli bir katkıda bulunur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesi her koşulda gayri insani işkence ve kötü muameleleri yasaklayan bir maddedir. AİHM, Abdullah Yaşa dosyasında kesin bir biçimde Türkiye’nin işkence yasağını ihlal ettiğine karar verdi. Bu kararı verirken ilgili maddenin hiçbir istisnasının olamayacağını ve insanların vücut bütünlüğüne Türkiye’nin saygılı olması gerektiğini hatırlattı. Bu vesileyle maddi ve manevi tazminat olarak ise, Abdullah Yaşa’ya 15 bin avro tutarında bir tazminat ödenmesini hükmetti ayrıca mahkeme aşamasındaki giderlerle alakalı olarak 5 bin avro tutarında bir tazminat ödenmesi kararı verildi” şeklinde konuştu.