Erdemliler Hareketi Diyarbakır il temsilciliği ile Dicle Üniversitesinin ortaklaşa gerçekleştirdiği “Tarihin öznesi olma yolunda Türkiye” adlı konferansın konuğu AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk oldu.
Diyarbakır’a Erdemliler Hareketi Derneği İl Temsilcisi Atilla Kaymaz’ın girişimleri ile 9. defa kentimize gelen Diyarbakır’ın Ağabeyi Metin Külünk ayağının tozu ile ilk olarak vatandaşlar ile kucaklaşmayı, esnafları ziyaret etmeyi tercih etti.
Konferans öncesi Diyarbakır’ın çeşitli semtlerinde vatandaşlarla kucaklaşan Metin Külünk sorunları dinledi, notlarını aldı ve çözüm noktasında üzerine düşeni yapacaklarının mesajını verdi. Sokak sohbetlerinde daha çok Referandumda neden evet denilmesi gerektiğinin altını çizen AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk vatandaşların yoğun ilgi ve sevgisi ile karşılaştı.
Vatandaşlarla yaptığı samimi sohbetlerin ardından Erdemliler Hareketi Derneği İl temsilcisi Atilla Kaymaz ile birlikte Dicle Üniversitesi Konferans salonuna geçen Metin Külünk, Diyarbakır’ın 10 Bin yıllık tarihini ve son 500 yıllık geçmişi ile şimdisini 3 dakikalık müthiş bir konuşma ile herkesin anlayacağı şekilde özetledi.
Önemli detayların aktarıldığı konferansa AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, DÜ Rektörü Prof. Dr. Talip Gül, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Aslan, STK temsilvileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Konferansa başlanmadan önce sinevizyon gösterileri ile 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanların anısına hazırlanan videolar ile giriş yapıldı.
Hınca hınç dolan salonda gerçekleştirilen konferansın ana konusu olan “Tarihin öznesi olma yolunda Türkiye” temalı içeriğine değinmeden Külünk önce yaptığı can alıcı konuşmada 15 Temmuz darbe girişimi gecesi halkın ayağa kalkarak oyunu bozduğunu ve bir kez daha tarihin bir öznesi olduklarını ortaya koyduklarını ifade ettikten sonra Diyarbakır üzerine tarihsel süreç içersinde oynanan oyunları sebepleri ile birlikte ortaya döktü.
‘HER ŞEHİR KIYMETLİDİR AMA DİYARBAKIR BİR BAŞKA KIYMETLİDİR’
Diyarbakır’ın tarihteki yerini, üzerine oynanan oyunları ve çevrilen entrikaları 3 dakikalık zaman diliminde çok net gözler önüne seren Metin Külünk şunları söyledi: “Ne yapmamız gerektiğini aslında tarih bize öğretir. Bıyıklı Mehmet Paşanın Diyarbakır’ı fethi ile birlikte Ana dolu topraklarındaki Türklerin ve Kürtlerin kader birliğinin tek bir müesses bir nizama dönüştüğü o fethi anlarsak İslam dünyasındaki sömürgeleştirilme girişimlerinin 500 yıl nasıl engellendiğini anlarız. Onun için her şehir kıymetlidir ama Diyarbakır bir başka kıymetlidir. Çünkü Diyarbakır bu topraklardaki medeniyet tarihimizle bu devletin Doğunun ve Batının devleti olma yolunun ete ve kemiğe bürünme şeklidir. Bu şehri iyi okumak mecburiyetindeyiz, onun için Orta Doğunun yolu da Diyarbakır’dan geçer, Ankara’nın yolu da Diyarbakır’dan geçer, Diyarbakır’ın yolu İstanbul’dan geçer. Bu topraklarda ne Diyarbakır’ı Musul’dan ayırmak mümkün, ne İstanbul’u Musul’dan, ne Antep’i Halep’ten. Fizikken ayırabilirsiniz ama gönül dünyasında ayıramazsınız. 100 yıldır fizikken ayırdınız ama bu millet Anadolu’da öyle bir medeniyet inşa etmiş ki Kobani’de terör örgütlerinin baskısı altında kalmış Kürt kardeşlerimiz başlarını gelir Anadolu’nun omuzlarına yaslar. Saddam’ın zulmünden kaçar Zaho’da ki, Duhok’ta ki kardeşlerimiz gelir Anadolu’nun merhamet omuzlarına yaslanır. Çünkü Anadolu, Mezopotamya insanlığın ana rahmidir, dünyanın jeopolitik merkezidir, dünyanın metafizik merkezidir. Böyle bir coğrafyada Millet olmak, devlet olmak başlı başına tarihin öznesi olmaktır. Biliniz ki biz bizatihi tarihin öznesiyiz, asla nesne olmadık. Bu coğrafya bize nesne olmayı yasak etmiştir, bize özne olmayı, büyük düşünmeyi emretmiştir.” Dedi.
‘DİYARABIK’I ANLARSANIZ EMPERYALİZMİN OYUNUN BOZMAYI ÖĞRENİRSİNİZ’
Diyarbakır’ı anlamanın ne denli büyük bir konu olduğunu ise Külünk şu sözleri ile aktardı: “Diyarbakır’ı anlamak İstanbul’u, Kerkük’ü, Erbil’i anlamaktır. Diyarbakır’ı anlamak Doğu’nun ve Batı’nın devletinin ne demek olduğunu anlamaktır. Diyarbakır’ı anladığınızda bu coğrafyada emperyalizmin oyunlarını nasıl bozmamız gerektiğini bize Diyarbakır öğretir. Diyarbakır’ı anladığımızda bu coğrafyada son 100 yıldır emperyalizmin bu toprakları terör örgütleri, terörizm, ırkçılık üzerinden bölüp parçalayıp bu coğrafyanın huzurunu ve bekasını yok etmek için hangi oyunları tezgahladıklarını, bize dayattıklarını anlamayı öğretir bize. Son süreçte camilerin uğradığı saldırılar rast gele saldırılar değildir, o saldırı tarihe yapılmış saldırıdır. O saldırı Müslüman Kürtlerin, Türklerin, Arapların, Selahaddini Eyyubi çizgisinde ortaya koyduğu medeniyet inşasına yönelik ağır bir saldırının karşılığıdır. Hepsinin ortak hedefi bu coğrafyada İslam ve Müslüman kimliği temelli medeniyet inşamızı tasfiye edip, bu coğrafyayı Türklere de, Kürtlere de mezar etmektir.” Dedi.
‘BİRİLERİ DİYARBAKIR’I KOPARMANIN HESABINI YAPIYOR’
Birilerinin Diyarbakır’ı İstanbul’dan, İzmir’den ayırmanın hesabını yaptığını dillendiren Külünk Konuşmasını şöyle sürdürdü: “Birileri Diyarbakır’ı İstanbul’dan koparmanın hesabını yapıyor, hiç boşuna uğraşmasınlar. Birileri Diyarbakır’ı İzmir’den koparmanın hesabını yapıyor. Birileri Diyarbakır’ı İstanbul’dan koparıp Bürüksel’e, Waşihgton’a, Tahran’a, sömürge yaptırabilirmiyimin hesabını yapıyor. Biz o oyunu Çaldıran’da İdrisi Bitlisi ile Yavuz Sultan Selim hanın o muhteşem ittifakıyla tarihin çöp tenekesine 1514 yılında attık, bir daha böylesi rüyaları görmeleri mümkün değil.” Dedi.
