Dtso İle İso’dan Ortak Meclis Toplantısı

DİYARBAKIR (İHA) – Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, İstanbul Sanayi Odası (İSO) ile Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası’nın (DTSO) Diyarbakır’da düzenlediği ortak meclis toplantısına katıldı. Bakan Eker, "Bu bölge 30...

Dtso İle İso’dan Ortak Meclis Toplantısı
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, İstanbul Sanayi Odası (İSO) ile Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası’nın (DTSO) Diyarbakır’da düzenlediği ortak meclis toplantısına katıldı. Bakan Eker, "Bu bölge 30 yıldır hasret kaldığı, arzu ettiği ama ulaşamadığı barış ortamını, lezzeti, huzuru tattı" dedi.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ve İSO Meclis Başkanı Zeynep Okyay Bodur, İSO ve DTSO arasında işbirliği protokolü imzalamak ve ortak meclis toplantısı yapmak amacıyla Diyarbakır'a geldi. Düzenlenen toplantıya Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Diyarbakır Valisi Mustafa Cahit Kıraç, DTSO Başkanı Ahmet Sayar ve İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda kişi katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Eker, çözüm sürecine değindi. “Yara büyüyor, içeride kapalı sızı veriyor ama dışarıdan çok fazla görünmüyor” diyen Bakan Eker, 1985'ten itibaren bu yaranın açık ve kanamalı hale geldiğini söyledi. Akan kanın Türkiye'nin kanı, kaybedilen gücün 75 milyonun olduğunu dile getiren Bakan Eker, “Anneler, babalar, eşler ağlıyor. Bu yara açık ve kanamalı bir hal aldığı sürece Türkiye'nin tamamı bundan zarar görüyor ama bu şehir bütün Türkiye'den fazla zarar görüyor. Şehrin sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel parametreleri kötüye gidiyor. 1920-1930'larda gelişmişlik açısından Türkiye'nin ilk beş şehri arasında yer alan Diyarbakır, son yıllarda sadece kan, gözyaşı, terör, şiddet ve kara bulutlarla anılan bir şehir oluyor. Gazeteler, gazeteciler, televizyoncular bile bundan başka haber veremez hale geliyor. Bütün hafızalarını neredeyse kaybediyorlar. Türkiye'de Kürt meselesini çözerken, bir Türk sorununun da yaratılmaması gerekiyordu. Buna da dikkat etmemiz gerekiyordu. 75 milyonun tamamını bir ve beraber görecek, onu birlikte kucaklayacak anlayışla davranmamız gerekiyordu. Bütün hareketlerimizi ona göre yapmamız lazım. O nedenle demokratikleşme ve sivilleşme yoluyla Kürt meselesini çözmek ve vatandaşla gönüllü birliktelik, aidiyet duygusunu güçlendirmemiz gerekiyordu ve biz bunu yapıyoruz. Önümüzdeki hafta Başbakanımız, yeni demokratikleşme paketinin ayrıntılarını anlatacak. Bu, Türkiye'yi sivilleştirecek, demokratikleştirecek ve toplumun en geniş manada büyük bir kesiminin beklentilerini karşılayacak yeni paket olacak. Bu bölge 30 yıldır hasret kaldığı, arzu ettiği ama ulaşamadığı barış ortamını, lezzeti, huzuru tattı. Şimdi kim çözüm sürecini bir şekilde engelleyecek tavır içerisine girerse, inanın bu millet onu affetmeyecek. Kim olursa olsun. Bunu zora sokacak, bunu engelleyecek herhangi adım ve teşebbüsü de bu millet affetmez” diye konuştu.

DTSO Başkanı Ahmet Sayar ise yaptığı konuşmada, konuklara 33 uygarlığa beşiklik eden, 9 bin yıllık bir şehre ayak bastıklarını söyledi. İSO ve DTSO'nun gerçekleştirdiği bu buluşmanın aynı zamanda gönüllerin buluşması olduğunu belirten Sayar, “Bu buluşma, ekilen barış tohumlarının yeşermesine, çoğalmasına ve çocuklarımıza güzel yarınlar olarak kazandırılmasına katkı sunacaktır. Sermayenin en çok sevdiği şey güvendir. Güvenin olması için en başta olması gereken de silahların susmasıdır. Silahların olduğu yerde huzur olmaz, güven olmaz, yatırım olmaz. Bugün barışa her zamankinden çok daha fazla yakınız. Bu barış ortamının kalıcı olması için şüphesiz ki sosyal olarak, ekonomik olarak çok şeyler yapmak gerekiyor. Ülkemizin ekonomik olarak çok daha fazla gelişmesi ve bütün vatandaşlarımızın demokratik haklardan eşit şekilde faydalanabilmesi için, herkes üzerine düşen görevi yapmalıdır. Biz, DTSO, bu ziyaretten büyük fayda sağlayacağımızı düşünüyoruz. İSO’nun yaptığı ve yapacağı çalışmalar bizim için de yol gösterici olacaktır. Bu amaçla her iki kuruluş arasında karşılıklı olarak tecrübelerin paylaşılacağı bir işbirliği protokolü düzenlenmesine karar verilmiştir. Bu protokolün Diyarbakır’ın sanayi şehri olarak da anılmasına katkı sunacağını ümit ediyorum ve hayırlı olmasını diliyorum. Az önce silahların olduğu yerde huzur olmaz, güven olmaz, yatırım olmaz dedim. Sanırım burada bulunan herkes bu konuda hemfikirdir. Bizler bunun en güzel örneğini 2012 Temmuz ayında yürürlüğe giren teşvik kararnamesiyle birlikte yaşadık ve yaşıyoruz. Teşvikin içerdiği önemli avantajlara rağmen paketin açıklandığı ilk dönemde Diyarbakır ve bölgemiz için beklenen geri dönüşleri alamamıştık. Ancak, Kürt meselesinin çözümüne dair oluşan irade ve bunun toplum üzerindeki olumlu etkisi ile oluşan güven ortamıyla beraber, Diyarbakır ve bölge illerimize yatırım talepleri artmıştır. Bu nedenle zaman zaman, barış sürecinin bölgemiz için en büyük teşvik olduğunu ifade ediyoruz ve kalıcı bir barışın büyük bir kalkınmaya yol açacağını dile getiriyoruz” şeklinde konuştu.

Güncelleme Tarihi: 20 Eylül 2013, 23:03
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER