Vesayet değil, Adalet istiyoruz

Aydın Paşa ve 16 kişinin öldürüldüğü Lice katlimanın ilk duruşması yapıldı. Sanıklar Hatipoğlu ve Yanardağ katılmazken, Aileler "Yargıdan vesayet değil adalet istiyoruz" dediler.

Vesayet değil, Adalet istiyoruz
 Diyarbakır'da Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında bulunduğu 2'si asker 16 kişinin ölümüyle ilgili dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Üsteğmen Tünay Yanardağ'ın yargılanmasına başlandı.
Duruşma öncesinde, Lice Adalet Arıyor Platformu üyeleri, çarpıcı pankartlar açarak, "Yargıdan vesayet değil adalet istiyoruz" dediler.

BAŞBAKANIMIZIN ARKASINDAYIZ

Duruşma öncesi Diyarbakır Adliyesi önünde toplanan ve aralarında Diyarbakır Barosu, Lice Ziraat Odası, Lice Vakfı ile Lice Esnaf ve Sanatkarlar Odasının da yer aldığı bazı sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu Lice Adalet Arıyor Platformu üyeleri üzerinde "Başbakanımızın da çözüm sürecinin de davamızın da arkasındayız", "Yargıdan vesayet değil adalet istiyoruz" ve "Halkın evini bombaladınız korkmadınız, Allah'ın evini de mi bombaladığınız da korkmadınız" yazılı pankartlar açtı.

ÇİLLER VE GÜREŞTE YARGILANSIN

Platform Sözcüsü ve Lice Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Şaban Maltaş yaptığı konuşmada, 21 yıl önce Lice'de yaşanan olaylarda çok sayıda kişinin öldüğünü ve yaralandığını belirterek, binlerce kişinin ilçeyi terk etmesi nedeniyle büyük travmalar yaşandığını söyledi. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince açılan davada dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Üsteğmen Tuncay Yanardağ'ın yargılandığını bildiren Maltaş, şöyle konuştu:
"Dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş de bu dosyanın kapsamı içinde yargılanmalıdır. TBMM’de Lice olaylarını araştırmak amacıyla yeniden bir komisyon kurulmasını talep ediyoruz. Dün alınan son bilgilere göre sanıkların mahkemenin naklini talep etmeleri gündeme gelmiştir. Bu nakil hukuka aykırı olup, faillerin hesap vermesine engel teşkil eden bir girişimdir."

DURUŞMAYA BİLE KATILMADILAR

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanıklar emekli Albay Hatipoğlu ve Üsteğmen Yanardağ katılmazken, yaşanan olayda yakınlarını kaybeden bazı mağdurlar ile avukatları duruşmada hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Ali Girgin, duruşmada, dava dosyasıyla ilgili nakil talebinin incelenmesi amacıyla dosyanın Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderildiğini belirterek, bu aşamada duruşmaya katılan müşteki ve mağdurların, sanıklar hakkında şikayetçi olup olmadıkları yönündeki beyanlarına başvurulacağını söyledi.

O GÜN YEDİ YAŞINDAYDI

Duruşmaya katılan mağdur avukatları arasında, katliamın yaşandığı esnada 7 yaşında olan Yunus Muratakan da yer aldı. Olaylarda 4 akrabasının da yaralandığını belirten Muratakan'ın görüntüleri daha sonra Lice hakkında hazırlanan belgeselde yayınlandı. 1993 yılında Lice'ye gelen kameralara, "Lice korucu olmak istemiyor. Biz korucu olmak istemiyoruz" diye bağıran ve görüntüleri belgesel gösterimlerinde yer alan Yunus Muratakan duruşmada mağdurları savundu.

ŞİMDİ MAĞDUR AVUKATI

Duruşmada söz alan avukat Yunus Muratakan, "AİHM'nin dava nakillerine ilişkin kararları vardır. Ben de Liceli'yim ve o olayın mağduruyum. Orada tutulan tutanakların tamamı gerçeğe aykırıdır. Bahtiyar Aydın'ın öldürüldüğü bölge hala ortadadır. Krokide o bölgede üzüm bağlarının olduğu belirtilmiş. Ancak orada üzüm bağları yoktur. Mahkeme orada keşif yapmalıdır. Eğer dosya nakledilecekse mağdurlar bir kez daha mağdur olacaklardır. Eşref Hatipoğlu kendi el yazısıyla yazdığı tutanakta, bu yakma olaylarını kabul etmişti. Sanıkların tutuklanmasını istiyoruz" dedi.

SANIK ALBAY AFRİKA'DA

Duruşmada mağdurların kimlik tespitinden sonra konuşan Mahkeme Başkanı Girgin, sanıkların duruşmanın nakledilmesine ilişkin talebi üzerine dosyanın Adalet Bakanlığı'na gönderildiğini söyledi. Yargıtay 5'inci Ceza Dairesi'nin dosyanın nakli ile ilgili karar vereceğini belirten Mahkeme Başkanı, bu kararın bekleneceğini söyledi.

SANIK AVUKATI İŞLER

Daha sonra söz verilen sanık emekli albay Tünay Yanardağ'ın avukatı Hikmet İşler, müvekkilinin Kurmay Albay rütbesiyle 4 ay önce emekli olduğunu belirterek, "Kendisi Afrika'da bir şirkette yönetici olarak çalışıyor. Soruşturma sırasında ifadesi alınmadı. Rahatsızlığı nedeniyle rapor alarak gelemedi. Dosya Yargıtay'da olduğu için mahkemenin dosyaya bakmasına dair görev yetkisinin bulunduğuna ilişkin karar verildikten sonra mağdurlar dinlensin" dedi.

NAKİL TALEBİNE İTİRAZ

Daha sonra söz alan mağdur avukatlarından Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, şunları söyledi: "Mahkeme bu davayla ilgili görevli ve yetkilidir. Böyle önemli bir davada tüm sanıkların burada olması gerekirdi. Bu kadar önemli bir davanın başka yerde görülmesi uygun değildir. Suçlar işlendiği mahaldeki mahkemelerde yargılanır. Bu dosya ile ilgili görüşümüz alınmadan nakil talebiyle dosya Yargıtay'a gönderilmiş. Nakil ile ilgili talepden haberimiz olmadı ve görüşümüz sorulmadı. Sanıkların güvenliği ile ilgili Diyarbakır'da bir sorun yoktur. Nakil, davaya müdahale demektir. Tünay Yanardağ yurtdışındadır ve tamamen kaçmıştır. Bu nedenle sanıkların tutuklanmasını talep ediyoruz."
HUKUKA AYKIRI OLUR?
Cumhuriyet Savcısı da dosyanın Yargıtay'dan dönüşünün beklenmesine karar verilmesini talep etti. Mağdur avukatlarından Fethi Gümüş ise devletin bu iki sanığı koruyabileceğini ifade ederek, "Nakil kararı verilirse bu hukuka aykırı olur. Bu olayın birlerce görgü tanığı vardır. 16 maktülün çoğunun başına yakın mesafeden ateş edilmiştir. Nakil halinde bu insanların tümünü oraya götüreceğiz. Bu insanların can güvenliğini nasıl sağlayacağız?" dedi.
Avukat İmran Gökdere ise, duruşma salonunda ve adliye çevresinde herhangi bir taşkınlık ve güvenlik zaafiyeti olmadığının tutanağa geçirilmesini istedi. Mahkeme Başkanı, avukat Gökdere'nin talebi üzerine herhangi bir taşkınlık olmadığını tutanaklara geçirdi.
BİR İHANET OLAYI VARDIR
Duruşmada söz alan Bahtiyar Aydın'ın ailesinin avukatı Necdet Solmazgül ise bu davada bir ihanet olayı olduğunu ileri sürerek, "Bahtiyar Aydın iddiaların aksine ilk kez bölgeye gitmemiştir. Bölgede çok sevilen bir komutandır. Çok başarılı olduğu için kendi arkadaşlarından önce general olmuştur. Bir general şehit ediliyor, ancak ailesinin beyanı alınmıyor. O gün devlet dairelerinin kapalı olduğu tamamen yalandır. Böyle basit bir komploya kurban giden Bahtiyar Aydın'ın ailesi adına gerçek suçluların yakalanmasını istiyoruz" dedi.
Mağdur avukatlarından Cihan İpek ise 1993 yılında Almanya'da bulunduğu esnada Lice olaylarına ilişkin ilçede gizli kamerayla çekilen görüntüleri televizyondan izlediğini ve kayıt aldığını anlatarak, gerekirse söz konusu görüntüleri mahkemeye sunabileceğini söyledi.
CANTÜRK: 3 ÇOCUĞUM ÖLDÜRÜLDÜ
Katliamda üç çocuğunu kaybeden mağdurlardan Zarife Cantürk, sanıklar hakkında şikayetçi olduğunu kaydederek, "Olayda 3 çocuğum öldürüldü. Vücudumda hala şarapnel parçaları bulunuyor. Bu nedenle davaya katılmak istiyorum" dedi. Diğer mağdurlar Mizgin Cantürk, Kadriye Gülen, Latife Çakır ve Hüsna Atalay da duruşmaya katılmak istedikleri yönünde beyanda bulundu.
DURUŞMA İLERİKİ BİR TARİHE
Duruşma tutanağının da UYAP sistemi üzerinden dosyaya konulmasını kararlaştıran mahkeme heyeti, mağdur avukatlarının, "tutuksuz yargılanan sanıklar hakkında tutuklama kararı verilmesi" yönündeki talebini de "tutuklamayı gerektirecek kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bu aşamada yeterli görülmediği" gerekçesiyle reddederek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
MÜEBBET VE 24 YIL HAPİS
İddianamede, sanıklar Yanardağ ve Hatipoğlu hakkında, TCK'nın "Taammüden öldürme", "Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik", "Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 24 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

DİYARBAKIR SÖZ GAZETESİ

Güncelleme Tarihi: 17 Ocak 2014, 13:36
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER