Ak Parti tarafından başlatılan Siyaset Akademisi çalışmasının 17. dönemi dün gerçekleştirilen ders ile sona erdi.
Diyarbakır’da da gerçekleştirilen siyaset akademisinin çalışmasına İl Başkanı Muhammed Akar, İlçe başkanları, yardımcıları ve partililerin dışında Dicle Üniversitesi rektörü Talip Gül ve Ak Parti Diyarbakır Milletvekili Ebubekir bal katılırken konuşmacı olarak ta Gaziantep Üniversitesi Rektörü Ali Gür iştirak etti.
‘BİZİ BÖLMEYE, PARÇALAMAYA ÇALIŞIYORLAR FAKAT BAŞARAMIYORLAR’
Siyaset akademisinin son dersinden önce kürsüde bir konuşma yapan Dicle Üniversitesi Rektörü Talip Gül, Türkiye’nin çok önemli bir süreçten geçtiğine vurgu yaparak şunları söyledi: “Ülkemiz önemli bir süreçten geçiyor, bu süreç tabi ki bugün için değil her zaman bizim ülkemizde bu tür oyunlar oynanmıştır. Geçmiş yıllarda ta 1800’lü yılların sonlarına baktığımız zaman Abdülhamit döneminde de dış güçler birleşip bir gecede ülkemizi küçültmüşlerdir. Yani bir gecede Abdülhamit tahttan indiriliyor ve bunların başına İngilizler geliyor tabi Türkiye’de ki iç hainlerle birlikte. Bizim yüzölçümümüz 21 Milyon metre kareyken bir gecede
‘GEÇMİŞTE ASLINDA BİZ KENDİ KENDİMİZİ YÖNETMİYORDUK’
Rektör Gül’ün ardından kürsüye çıkan Ak Parti Diyarbakır Milletvekili Ebubekir Bal ise günün gelişen olaylarına değinerek Avrupa’da yaşananları eleştirdi. Bal, Avrupa ülkelerinin dünyaya sözde demokrasi dersi verdiğini dile getirerek şunları kaydetti: “Avrupa ülkeleri dünyaya demokrasi dersi verirken bu son yaşanan olaylara bakıldığında aslında kendileri demokrasi dersinden sınıfta kaldılar. Avrupa’da yaşayan Türk sayısı neredeyse 5 milyonu aştı, bunlar Türk vatandaşı ve bir bakan gidiyor, bu bakana müsaade edilmiyor, Dünya’da böyle bir şey var mı? Eğer bugün Hollanda’dan bir bakan gelmiş olsaydı Türkiye’ye ve Türkiye buna müsaade etmeseydi Dünya’da neler olurdu? Dikkat ederseniz Dünya’da da, gelişmiş ülkelerden de bir açıklama, bir eleştiri yok, böyle bir şey olabilir mi? Aslında bunun içini açtığımızda, iç yüzünü ortaya çıkartıp baktığımızda maalesef İslam ülkeleri içinde en güçlü olan Türkiye’yi maalesef güçlü bir ülke olarak görmek istemiyorlar. Ne ekonomisiyle, ne siyasetiyle, ne güçlü bir liderle istemiyorlar. Geçmişe dönüp baktığımız zaman, geçmişte Türkiye’de demokrasi, siyaset güçlendiği dönemlerde mutlaka Türkiye’de darbe olmuştur. Dikkat edin 1960, 1980, 27 Mart, 28 Şubat, bunlar aslında kendiliğinden gelişen şeyler değildir. Bu ne anlama geliyor biliyormusunuz? Bu aslında biz kendi kendimizi yönetmiyorduk, başkaları bizi yönetiyordu. Nasıl Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 2002 yılında iktidara geldikten sonra ‘Burada durun, biz kendi kendimizi yöneteceğiz, biz size bu imkanı vermeyeceğiz’ dedi. Hem Avrupa’ya hem de gelişmiş ülkelerin tümüne ateş düştü. Aslında Suriye’de ki, Irak’ta ki olaylar kendiliğinde veya normal gelişen olaylar değildir. Hem Avrupa ve Amerikanın geliştirdiği projelerdir. Bu projeler 15 Temmuz 2015 tarihinden itibaren Türkiye’de de uygulanmaya başladılar ve hendek, çukur muhabbeti başladı ama başaramadılar. Bunu başaramamalarının nedeni de bu ülkede yaşayan Kürtler ve Türklerin aralarında hiçbir sorunun olmamasıdır. Kürtler ve Türkler birbirlerine kenetlenerek bu işe dur dediler. Ondan sonra 15 Temmuz olayını yarattılar, 15 Temmuz’da da halk sokağa indiği için, çıplak elleri ile tankların üzerine çıktığı için bunu da başaramadılar. Son olarak ta ekonomi ile ilgili Türkiye’yi sıkıştırmaya çalıştılar, onu da başaramadılar. Bunların hepsi birbiri ile bağlantılıdır. Şimdi birbirimiz ile kenetlenmenin, kilitlenmenin zamanıdır. Eğer biz birbirimizle kenetlenmezsek başkaları bizi yutup, silip götürecek ben size söyleyeyim. Bundan dolayı da 16 Nisan çok önemlidir. Biz burada, bölgede, tüm ülkede yaşayanlar evet demeliyiz. Neden evet demeliyiz peki? Aslında daha önceki sistemde adamlar rahatlıkla Türkiye’yi yönettikleri için bir sıkıntıları yoktu, bu yeni gelecek sistem ile birlikte artık bu ülkeyi yönetmeyecekler, bundan dolayı sıkıntıları var. Bana göre burada bulunan bütün kardeşlerimiz, hepimiz ev, ev, dükkan, dükkan herkesi ziyaret ederek bu işi anlatmalıyız. Bu ülke hepimizin, bu ülkeye sahip çıkmalıyız, gidecek başka bir ülkemiz yoktur. Bundan dolayı tüm enerjimiz ile 16 Nisan’da evet için mücadele etmeliyiz.
Yapılan konuşmaları ardından Siyaset Akademisine katılım sağlayanlar Gaziantep Üniversitesi Rektörü Ali Gür tarafından verilen son derse katıldılar.